14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/14787 Karar No: 2014/834 Karar Tarihi: 17.01.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/14787 Esas 2014/834 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/14787 E. , 2014/834 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 17/09/2013 NUMARASI : 2012/1691-2013/1407
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.10.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalılar vekili, taşınmaz üzerindeki binaların davalılara ait olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhtesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır. Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıların davalılara aidiyeti hususunda ihtilaf bulunmamakta olup, muhdesatın arza kattığı değerin tespiti için bilirkişi raporu alınmış ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda N.. D..’e ait işyerinin yüzölçümü 81,76 m2 yerine 81000 m2 olarak, yine S.. T..’a ait 34 B kapı no’lu işyerinin yüzölçümünün 35,776 m2 yerine 3 m2 olarak hatalı hesaplandığı görülmektedir. Ayrıca gerekçeleri yeterince açıklanmadan muhdesatların birim değerleri farklı farklı alınarak değerlerinin de farklı hesaplandığı görülmüştür. Bu itibarla, hatalı şekilde düzenlenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamayacağından oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulundan denetime elverişli ve hükme esas olabilecek nitelikte rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, usulüne uygun olarak düzenlenmeyen hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.