Esas No: 2021/177
Karar No: 2022/4514
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/177 Esas 2022/4514 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/177 E. , 2022/4514 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07.06.2018 tarih ve 2016/478 E- 2018/196 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.09.2020 tarih ve 2019/390 E- 2020/763 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin, 2015/41954 başvuru numaralı “macro soft” markasının 24. ve 35. sınıfta tescili talebinde bulunduğunu, markanın yayınına karşı müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine, TPMK Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itiraza gerekçe gösterilen marka/markalar ile başvuru arasında md.8/1-b anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu tespit edilderek bazı emtiaların başvuru kapsamından çıkarıldığını; TPMK Markalar Dairesi Başkanlığı’nın kısmi red kararının hukuka aykırı olması nedeniyle; TPMK Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na yapılan başvurularının reddedildiğini, söz konusu kararın “macro soft” ibareli davalı başvurusu ile itiraza gerekçe gösterilen 99 000296 ve 99 001458 sayılı markalar arasında ilişkilendirme karıştırılma ihtimali bulunduğu kalan mesnet markalar ve başvuru kapsamında kalan mallar/hizmetler açısından ilişkilendirme/karıştırılma ihtimali bulunmadığı şeklinde gerekçelendirildiğini, müvekkili şirketin, perakende sektörünün öncülerinden olan bir firma olduğunu ve müvekkili şirket adına tescilli veya kullanımında olan markaların hepsinin tanınmış marka olduğunu; MİGROS markasının, TPMK sicilinde Özel/00176 sayı ile tanınmış marka olarak koruma kapsamına alındığı; müvekkili şirket adına kayıtlı “macro” ve “macrocenter” ibareli birçok seri markaların da mevcut olduğu, bu markaların da TPMK nezdinde tescilli olarak kullanılmakta olduğunu, tüketiciler tarafından bilinen ve tanınmış marka haline geldiğini, dava konusu “macrosoft” ibareli marka başvurusunun, müvekkiline ait “makro” ve “macro” ibareli markalar ile görsel anlamda ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, işitsel anlamda da yoğun derecede bir benzerliğin yaratıldığını, “Macro”, “Macrocenter” markalarının, müvekkili firmanın herkes tarafından bilinen markaları olduğunu, ortalama tüketici nezdinde “Macro soft” ibareli bir markanın müvekkili şirketin seri markalarından biri olarak algılanması ve karıştırılmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, davaya marka başvurusunun tescilinin talep edildiği 24. ve 35. sınıf ile müvekkiline ait markaların koruma kapsamında bulunan sınıfların birbiriyle ilişkilendirilebileceğini, ileri sürerek, dava konusu 2015/41954 başvurulu numaralı “macro soft” markasının davacıya ait itiraza mesnet markalar ile iltibas oluşturduğunun tespitine, TPMK YİDK’in 2016-M-10140 sayılı kararının iptaline, 2015/41954 sayılı “macro soft” marka başvurusunun hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ve bağlantılı diğer hususlara karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğu savunmasıyla davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, gerek davacı itirazına mesnet teşkil eden ve markalarının esaslı unsuru konumunda bulunan MAKRO ibaresinin davaya konu marka başvurusunda birebir yer alıyor olması, gerek davacının MAKRO ve/veya MACRO ibareli seri markalarının bulunması, gerek davaya konu marka başvurusunun tescil edilmek istendiği sınıflar ile davacıya ait ve itirazının gerekçesi olarak gösterilen markaların tescil kapsamları arasındaki ayniyet / benzerlik ve gerekse bu sınıfların hitap ettiği tüketici kesiminin dikkat ve algı seviyesi çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında, markalar arasında, 556 sayılı KHK md.8/1-b anlamında halk nezdinde karıştırılmaya neden olacak derecede bir benzerliğin bulunduğu; markalar arasında, davaya konu markanın ilişkin olduğu tüm emtialar açısından 556 sayılı KHK md.8/1-b kapsamında halk nezdinde karıştırılmaya neden olacak derecede bir benzerlik bulunduğu, tanımışlık ve bu anlamda md.8/4 hükmü çerçevesinde ek bir inceleme yapılmasına gerek görülmediği; davalının; başvuru yapma eylemi dışında, marka ile ilgili kötü niyetli kullanım ve/veya başkaca hususları tevsik eden delillerin dosya içerisinde yer almaması nedeniyle, dava kapsamındaki kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle TPMK YİDK kararının iptal talebi yönünden davanın kabulüne, TPMK YİDK’in 20/10/2016 tarih 2016-M-10140 sayılı kararının davacının itirazının reddi ile ilgili kısım yönünden iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı TÜRKPATENT vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının dava konusu başvurusuna davacı tarafça bir çok "MACRO" ibareli marka mesnet gösterilerek itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı'nca davacının itirazına mesnet gösterdiği 99/296 ve 99/1458 sayılı markaların benzer bulunduğu, diğer markaların davalının başvurusu ile benzer bulunmadığı, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın davacının bu iki markasını mesnet alarak davalının başvurusundan bir kısım emtia ve hizmeti çıkardığı, bir kısım yönünden ise ret kararı verdiği, davacı tarafça bu karara yapılan itiraz sonucunda da YİDK’in itirazı sadece davacının mesnet 99/296 ve 99/1458 sayılı markaları kapsamında değerlendirdiği ve itirazın reddine karar verdiği, davanın da bu YİDK kararının iptali davası olduğu gözetildiğinde, davanın, davalının başvurusu ile davacının mesnet 99/296 ve 99/1458 sayılı markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunup bulunmadığı özelinde kaldığı ve bu şekilde değerlendirme yapıldığı, davacının itirazına mesnet 99/296 ve 99/1458 sayılı markalarının asli unsurunun "MACRO SUPER CENTER" ibarelerinden oluştuğu, bu ibarede bulunan "MACRO" kelimesi, Türkçe'de büyük, geniş anlamlarına geldiğinden ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğu, her ne kadar tescilli olduğu sürece markanın korunması esas ise de bu ibareyi içeren markaların koruma kapsamlarının dar değerlendirilmesi gerektiği, buna göre, dava konusu başvuruda, "MACRO" ibaresinin tek başına değil bir bütün olarak "macro soft" şeklinde yazıldığı, markaların bir bütün olarak değerlendirilmelerinin esas olduğu gözetildiğinde, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet "MAKRO SUPERCENTER" asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı ve ayrıca bu nedenle 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesinin başvurunun tesciline engel olmayacağı, iltibas değerlendirmesi hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmediği, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmediği gerekçesiyle davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, TPMK YİDK iptal talebi yönünden davanın reddine, dava konusu marka henüz tescil edilmediği için hükümsüzlük talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, YİDK kararının iptali, markanın hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince markanın tescil edilmemiş olması sebebiyle hükümsüzlük talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetli olmuştur. Ancak, YİDK kararının iptali istemi ile ilgili olarak davacı şirketin itirazına gerekçe gösterdiği markaları arasından 99/293, 99/295, 99/296, 2004/41535 ve 99/1458 sayılı markaların benzer olduğu, bunlardan da sadece 99/296 ve 99/1458 sayılı markaların tescil kapsamları itibarı ile dava konusu başvuru markasıyla aralarında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu değerlendirilerek karar verildiği, zaten Markalar Dairesi Başkanlığınca 99/296 ve 99/1458 sayılı markaların benzer bulunması nedeni ile 35. sınıftaki bazı hizmetlerin başvurudan çıkartıldığı YİDK tarafından işaretsel olarak benzer olmakla birlikte tescil kapsamlarının farklı olduğu gerekçesiyle 99/293, 99/295 ve 2004/41535 sayılı markalar yönünden itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket de başvurunun reddine dair TPMK kararı aleyhine dava açmamıştır. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince 99/293, 99/295, 99/296, 2004/41535 ve 99/1458 sayılı markaların benzer olduğu kabul edilerek itiraza gerekçe bu beş markanın tescil kapsamları itibarı ile YİDK kararının yerinde olup olmadığının ve başvuru markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerekip gerekmediği hususunun tartışılması gerekirken, hatalı gerekçeyle ve eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış ve bu nedenle hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 06/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.