
Esas No: 2019/377
Karar No: 2019/2543
Karar Tarihi: 12.03.2019
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/377 Esas 2019/2543 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tahliye, Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile duruşmasız olarak davalı ... ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.10.2018 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraftan temyiz eden ... bizzat ve davacılar vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, dava konusu olan 18 ve 15 numaralı bağımsız bölümlerin, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 22/05/2007 tarihli ve 2004/1047 Esas 2007/928 Karar sayılı ilamı ile vekil edenlerinin mirasbırakanları adına tesciline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davalılardan ..."nın bizzat, diğer davalı ... ..."nin kiralamak sureti ile dava konusu yerleri kullandıklarını, davalılara ihtarname gönderildiğini, buna rağmen davalıların kötü niyetli olarak ecrimisil bedelini ödemediklerini ve taşınmazları da tahliye etmediklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 14.500,00 TL ecrimisilin davalılardan tahsiline ve davalıların dava konusu taşınmazlardan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu yerlerle ile ilgili olarak, yüklenici dava dışı ... Ticaret A.Ş. aleyhine arsa payı sahibi... mirasçıları olarak dava açtıklarını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/114 Esas 2009/324 Karar sayılı ilamı ile dava konusu dairelere isabet eden tapu malikinin (... Ticaret A.Ş.) 140/1668 hissesinin lehlerine iptal edildiğini, bu mahkeme kararının davacı tarafın davaya dayanak ettiği karardan önce karara bağlanıp kesinleştiğini, ortaya çıkan iki mahkeme kararının da tapuya tescilinin gerçekleşmediğini, bu nedenle dava konusu yerlerde fuzuli işgalci olunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davaya konu dairede diğer davalının kiracısı olarak oturduğunu kira bedelini her ay düzenli olarak ödediğini, taşınmazda fuzuli işgalci olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 13 nolu daire için aylık 500,00 TL"den 29 aylık (6 ay 2011, 12 ay 2012 ve 11 ay 2013 yılına ait olmak üzere) toplam 14.500,00 TL alacağın (ecrimisil bedelinin) ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline, 10 nolu daire için aylık 500,00 TL"den 29 aylık (6 ay 2011, 12 ay 2012 ve 11 ay 2013 yılına ait olmak üzere) toplam 14.500,00 TL alacağın (ecrimisil bedelinin) ödeme tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların söz konusu taşınmazlardan tahliyesine davacıya teslimine karar verilmiş; hüküm, duruşma talepli olarak davalı ... vekili ile duruşma talepsiz olarak davalı ... ... ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından yargılama giderlerine hasren temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydına dayalı el atmanın önlenmesi ve tahliye isteminden ibarettir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu dairelerin bulunduğu binanın üzerinde bulunan 4 parsel sayılı taşınmazın, betonarme 9 katlı apartman ve arsası niteliği ile imarla 14/02/1983 tarihinde davacılar murisi ile paylı olarak dava dışı diğer malikler adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazda kat irtifakı/kat mülkiyetine geçilmemiş olduğu, taşınmazın tapu intikalleri incelendiğinde, davalılardan ... murisi..."ın taşınmazda imarla 14/02/1983 tarihinde paylı malik iken, taşınmazın 22/08/1990 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği ve bu tarihten sonrada en son dava dışı şirketlere satış yapılarak, davalının tapu maliki olmaktan çıktığı ve dava tarihinde davalı ..."nin dava konusu taşınmazda kayıttan kaynaklanan bir hakkının olmadığı, diğer davalı ..."in ise dava konusu daireyi davalı ..."nin kiracısı olarak kullandığı, davalılar tarafından dosyaya sunulan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 02/06/2009 tarihli ve 2004/114 Esas 2009/325 Karar sayılı kararı incelendiğinde, 12/03/2004 tarihinde, davacı ... ve diğerlerinin dava dışı ... İnşaat A.Ş. ve diğerleri aleyhine, davalı olarak gösterilen ... ..A.Ş. "ye kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca devredilen 4 parsel sayılı taşınmazdaki 140/1668 hissesinin iptaline yönelik olarak açıldığı, ... İnşaat A.Ş. "nin sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile 4 nolu parselde kurulu binada 4. kat 10 daire kapı nolu ve 5. kat 13 daire kapı nolu taşınmazların tapuda davalı adına olan 894/1668 hissesinin 140/1668 hisse kadar kısmının iptaline ve eldeki davalı ..."nin murisi olan... mirasçıları adına tesciline karar verildiği, kararın 22/12/2009 tarihinde kesinleştiği, 25/03/2016 tarihinde hükümde yapılan tavzihle, dava konusu 15 nolu bağımsız bölümün 10 kapı nolu taşınmaz, dava konusu 18 nolu bağımsız bölümün 13 kapı nolu taşınmaz olduğunun belirtildiği, yine davacıların dayandığı ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 22/05/2007 tarihli ve 2004/1047 Esas 2007/928 Karar sayılı kararı incelendiğinde, dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın kat mülkiyeti kurulmak sureti ile giderildiği, eldeki dava konusu dairelerin davacılar murisi adına tesciline karar verildiği ve kararın 16/06/2011 tarihinde kesinleştiği, her iki mahkeme hükmünün de tapuda infaz edilmediği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; tapu kaydı iptale kadar geçerli olup, Türk Medeni Kanunu"nun 683. maddesinde düzenlendiği üzere, bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.
Somut olaya gelince, davaya konu 4 parsel sayılı taşınmazda davacılar murisinin pay sahibi olduğu, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacının gerek ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 22/05/2007 tarihli ve 2004/1047 Esas 2007/928 Karar sayılı dava konusu taşınmazda ortaklığın kat mülkiyeti kurulmak sureti ile giderilmesine ilişkin hükme dayanarak gerekse Türk Medeni Kanunu"nun 683. maddesi gereğince mülkiyet hakkına dayanarak eldeki davayı açtığı açıktır.
Ne var ki, davalı da, dava konusu dairelerde, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 02/06/2009 tarihli ve 2004/114 Esas, 2009/325 Karar sayılı kararı ile hak sahibi olduğunu savunmaktadır. Bahse konu mahkeme kararı ile dava konusu yerlere ilişkin davalı ... adına ve dava dışı diğerlerine adına verilmiş bir tapu iptal ve tescil hükmü mevcuttur. O halde, taraflar lehine verilmiş her iki mahkeme hükmü ayakta olduğu sürece, davalılar aleyhine tahliye kararı verilemeyeceği gibi kötüniyet işgal tazminatı olan ecrimisil bedeline hükmedilmesi de doğru değildir. Tüm bu hususlar düşünülmeden yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı ... vekili ile davalı ... ..."nin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacılar vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı ... ve ..."ye verilmesine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 12/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.