Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kendisi ve ortakları adına kayıtlı 841, 852 ve 853 sayılı parsellere davalının ekip biçmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.
Davalı, 841 ve 852 parselleri kullanmadığını, 853 sayılı parseli ise maliki S. G... haricen satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının 841 parselin 550 m2’lik kısmını kullandığının keşfen saptandığı gerekçesiyle, bu bölüme elatmasının önlenmesine ve kısmen ecrimisile karar verilmiş; 852 parsele herhangi bir müdahale bulunmadığı, 853 parselin ise mülkiyet ihtilafı ile tespite itiraz davasına konu olduğu ve davanın halen devam ettiği gerekçesiyle de 825 parsel bakımından esastan 853 parsel bakımından da husumet nedeniyle davayı reddetmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Getirtilen kayıtlardan, çekişme konusu 841 ve 852 sayılı parsellerin davacı adına kayıtlı olduğu, 853 sayılı parselin ise kadastro tespitinde dava dışı kişiler adlarına tespit edildiği, davacının tespite karşı itiraz davası açtığı ve halen derdest bulunduğu görülmektedir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, 841 sayılı parselin 550 m2’lik kısmının davalı tarafından haksız biçimde kullanıldığı, 852 sayılı parsele ise davalının müdahalesinin saptanmadığı anlaşıldığından, 841 parsel yönünden davanın kabulüne ve 852 parsel hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının anılan parsellere ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
Ne var ki, çekişmeli 853 parsel sayılı taşınmazın kadastro mahkemesinde çözümlenecek mülkiyet uyuşmazlığının ve orada oluşacak mülkiyet durumunun eldeki davayı etkileyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, eldeki davada 853 sayılı parselle ilgili tespite itiraz davasının sonuçlanmasının beklenmesi ve oluşacak mülkiyet durumu gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, aktif dava ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddedilmesi isabetsizdir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.