Ceza Genel Kurulu 2019/186 E. , 2019/457 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 27-355
Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, Beypazarı (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince 24.03.2010 tarih ve 297-178 sayı ile sanığın eyleminin nitelikli kasten yaralama suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Beypazarı Asliye Ceza Mahkemesince 08.02.2011 tarih ve 198-27 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 19.11.2013 tarih ve 2146-41037 sayı ile;
"Tanık ..."nun olayın hemen akabinde alınan ifadesi ve bu ifade ile uyumlu sanıklara ait adli rapor içeriklerinden sanıkların karşılıklı olarak yaralama suçunu işlediklerinin anlaşılması karşısında, sanıkların birbirini cezadan kurtarmaya yönelik ve tanığın değişiklik gösteren beyanına itibar edilip sanıkların mahkûmiyetleri yerine beraatlerine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Beypazarı Asliye Ceza Mahkemesi ise 11.03.2014 tarih ve 381-87 sayı ile;
"...Kardeş olan sanıkların tüm aşamalarda birbirlerini yaralamadıklarını, karpuz sergilerinin karşısındaki çeşmeye gelen alkollü 4-5 kişi ile kavga ettiklerini ve tanımadıkları bu şahısların kendilerini yaraladıklarını belirtmiş olmaları, olay anı ile ilgili görgüye dayalı bilgisi bulunan herhangi bir tanığın bulunmaması, atılı eylemlerin sanıklar tarafından birbirlerine karşı gerçekleştirildiğine dair başkaca herhangi bir delilin bulunmaması hususları bir bütün olarak nazara alındığında, üzerilerine atılı yaralama suçlarını işledikleri sabit olmayan sanıkların bu suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Tanık Hüseyin"in ilk beyanına bakıldığında büfeden sigara alıp geldiğinde iki kardeşin birbiriyle kavga ettiğini ve Aytekin"in yaralandığını gördüğünü belirtmiş olup, sonraki beyanlarında kavga anını görmediğini, sanıkların yanına geldiğinde Aytekin"i yaralı görmesi üzerine birbirleriyle kavga ettiklerini zannettiğini belirtmiştir. Kolluk tarafından tanığın zannının sehven tutanağa "gördüm" şeklinde geçme ihtimaliyle olayın tek tanığının çelişkili beyanlarda bulunması hâli bir arada değerlendirilerek anılan tanığın beyanları cezalandırmaya yeter delil olarak kabul edilmemiştir." şeklindeki gerekçeyle önceki beraat hükmünde direnilmesine karar vermiştir.
Bu kararın da Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 12.12.2017 tarih ve 1055-539 sayı ile;
"...Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, ilk hükümde direnilmesine karar veren Yerel Mahkemenin hüküm fıkrasını yeniden kurma zorunluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir.
...
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış uygulamalarına göre, bir hüküm bozulmuş olmakla tamamen ortadan kalkacağından, mahkemelerce direnme kararı verilirken, 5271 sayılı CMK"nın 230, 231 ve 232. maddelerine uygun yeni bir hüküm kurulması zorunlu olup aksi hâl 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 308. maddesi uyarınca mutlak hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 230 ve 232. maddeleri uyarınca, aynı Kanun"un 223. maddesine göre hükmün ne olduğu herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmeli, bozulmakla tamamen ortadan kalkan ve infaz yeteneğini yitiren önceki hükme atıf yapılmasıyla yetinilmemeli, onandığı takdirde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte yeni bir hüküm kurulmalıdır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.01.2014 tarihli ve 489-12 sayılı kararı başta olmak üzere pek çok kararında aynı sonuca ulaşılmıştır.
Ön sorun bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış ve bozulmakla tamamen ortadan kalkan önceki hükümde direnilmesine karar verildikten sonra, CMK"nın 223, 230 ve 232. maddeleri uyarınca verilen kararın ne olduğu belirtilmemiş ve kararda bulunması zorunlu olan "hüküm" kısmı eksik bırakılmıştır.
Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme hükmünün belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
" şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Beypazarı Asliye Ceza Mahkemesi 18.12.2018 tarih ve 27-355 sayı ile; bir önceki direnme kararındaki gerekçelerle sanığın beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.02.2019 tarihli ve 8203 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 18.03.2019 tarih ve 1835-5567 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan verilen beraat hükmünün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle Özel Dairece düşürülmesine karar verilmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında nitelikli kasten yaralama suçundan verilen beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daireyle Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 12.12.2017 tarih ve 1055-539 sayı ile; Yerel Mahkemenin 11.03.2015 tarihli ve 381-87 sayılı direnme kararının, bozulmakla tamamen ortadan kalkan önceki hükümde direnilmesine karar verildikten sonra verilen kararın ne olduğunun belirtilmeyip hüküm kısmının eksik bırakılması isabetsizliğinden bozulmasından sonra yargılama yapan Yerel Mahkemece "...Mahkememizin 08.02.2011 tarih 2010/98 esas, 2011/27 karar sayılı ilamı ile beraat kararı verilmiş ve temyizen Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 19.11.2013 tarih 2013/2146 esas, 2013/41037 karar sayılı ilamı ile bozma kararı verilmiş ise de, Mahkememiz kararında direnilmesine," şeklindeki açıklamalar ile beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 10.07.2018 tarihli ve 360-347 sayılı, 17.04.2018 tarihli ve 651-179 sayılı, 28.04.2015 tarihli ve 719-130 sayılı, 19.03.2013 tarihli ve 1278-90 sayılı, yine 26.06.2012 tarihli ve 816-254 sayılı kararları başta olmak üzere uyum ve kararlılık gösteren içtihatları uyarınca; Ceza Genel Kurulunun bozma kararı ile direnme hükmü tümüyle ortadan kalkmış olup Yerel Mahkeme artık yeni ve değişik bir karar vermekte serbesttir. Bu şekilde verilen kararlar da yeni bir karar olup hukuken direnme niteliğinde olmadığından Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir.
Öte yandan, Ceza Genel Kurulunun bozma kararına uyulduktan sonra verilen kararın yeniden ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi, Yerel Mahkemenin direnmesi üzerine verilen Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı direnilemeyeceğine ilişkin 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326. maddesine de aykırıdır. Doğrudan doğruya Ceza Genel Kurulunca inceleme yapılması, Yerel Mahkeme kararına direnme niteliği kazandıracak ve Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı Yerel Mahkemelerin direnme yetkisi olmadığına dair temel ilke zedelenecektir. Bu nedenlerle hukuken yeni olan bu kararın Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı değil yeni hüküm olduğundan Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükmün de doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafindan ele alınması mümkün olmadığından dosyanın temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Beypazarı Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 18.12.2018 tarihli ve 27-355 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan ve Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken nitelikte bir direnme kararı bulunmadığından dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.05.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.