MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/358-2014/181

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı şirket, davalı üniversitenin düzenlediği hizmet alım ihalesine iştirak ederek ihaleyi kazandığını, davalı ile aralarında sözleşme imzalandığını, edimini layıkıyla yerine getirmesine rağmen, davalının sözleşmeye ve 5510 sayılı yasanın 81/1-ı maddesine aykırı olarak hakediş bedellerinden %5 oranında kesinti yaptığını, kesilen bedellerin tahsili için yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile icra takibine vaki itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davaya konu icra takibinde 93.985,32 TL asıl alacak, 38.921,73 TL da işlemiş faiz olmak üzere toplam 132.907,05 TL"nin tahsilini istemiş olup, mahkemece itirazın iptaline karar verilmiş olmakla işlemiş faiz yönünden de dava kabul edilmiştir. Oysaki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 117. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının ihtarı yok ise faize ancak icra takibi var ise icra takibinden, icra takibinin bulunmaması halinde de ancak dava tarihinden itibaren hükmedilebilir. Dava konusu olayda, davacı kendi hakedişlerinden kesilen icra takibine konu asıl alacağın ödenmesi için icra takibinden önce ihtarname çekerek davalıyı temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat etmediğine göre işlemiş faiz talebinde bulunamaz. Mahkemece, davalının icra takibinden önce temerrüde düşmediği gözetilerek işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken bu hususa yönelik talebinde kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
3-Mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilirken asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden tazminata hükmedilmiştir. Oysaki dairemizin öteden beri değişmeyen ve istikrar kazanmış uygulamasına göre icra inkar tazminatına ancak asıl alacak üzerinden hükmedilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın 2 ve 3 numaralı bentler uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, 30.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.