Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5768
Karar No: 2016/7392
Karar Tarihi: 03.05.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/5768 Esas 2016/7392 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/5768 E.  ,  2016/7392 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    1 ) Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Somut olayda, davacının Ocak 2007 tarihinden itibaren, Nisan 2010’a kadar davalı şirket bünyesinde yer alan önce Çakır 1 adlı, ardından Ekmek Gemisi adlı fırınlarda pişirimci olarak çalıştığının tespitini istediği davada; gelen yazı cevaplarından, davalılardan sadece tüzel kişi şirket adına tek bir adreste mükellefiyet ve dosya kaydı bulunduğu, unlu mamuller imalat/satış mahiyetindeki şirketin 26.07.2007 tarihinde Kanun kapsamına alındığı ve halen faal olduğu, yine Kurum tarafından ibraz edilen belgelere göre davalılar tarafından davacıya ilişkin yapılan hizmet bildirimi bulunmadığı ve davacının talep ve kabul edilen süre içerisinde yer alan 08.09.2009 günlü giriş ve çıkış tarihli dava dışı İstanbul ilinde kaim işyerinden bildirimi bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü yönünde hüküm tesis edilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli ve elverişli değildir. Yukarıda değinilen bilgiler dahilinde, resen araştırma yapılarak, davacının çalışmasının gerçekliği, işin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla, öncelikle davacı tarafından talep edilen ve mahkemece de kabul edilen çalışma süresinin dava dışı işyerinden bildirim yapılan 08.09.2009 günü ile çakıştığı dikkate alınarak, davacının aynı zamanda iki ayrı ilde bulunan işyerinde fiilen çalışamayacağının kabulü ile çelişki yaratan bu husus gerekli araştırma yapılarak açıklığa kavuşturulmalı; ardından davacının gösterdiği delillerle yetinilmeyip ve tanıkları tarafların seçip hazır etmesi beklenmeksizin, tarafları bilir ve davacının çalıştığını iddia ettiği ... ve ... adlı fırınlarda geçen çalışmalarının hangi tarihleri kapsadığı, hangi yıl başladığı ve sona erdiği hususlarında bilgi sahibi olabilecek, adı geçen fırın işletmelerinde aynı dönem çalışmış, davalı işverenin bordrolarında kayıtlı tespiti mümkün kişiler ile yine ... ve ... adlı fırınlar ile aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş, kanaat edinmeye elverişli sayıda olanlar Kurumdan ve ilgili Kolluktan sorulmak suretiyle re"sen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, sonradan dinlenen tanık beyanları ile önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeye çalışılmalı; sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile yapılan işin niteliğine göre, davacının sürekli çalışıp çalışmadığı, haftanın hangi günleri, kaç saat çalıştığı araştırılarak dava konusu çalışmanın kısmi çalışma kapsamında olup olmadığı gereğince irdelenmeli, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozma nedenidir.
    2) Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır,davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca, tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
    Öte yandan, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin tüzel kişiliğe haiz şirket tarafından
    düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran şirkete yöneltmesi gerekir.
    Eldeki davada, davalı işveren şirketin ortakları olup, taraf sıfatına haiz olmayan davalı gerçek kişiler ..., ... ve ... hakkında açılan davanın, husumetten red edilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi ayrıca isabetsizdir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılar ...., ..., ... ve ..."a iadesine, 03.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi