Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/1712 Esas 2008/3593 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/1712
Karar No: 2008/3593
Karar Tarihi: 20.3.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/1712 Esas 2008/3593 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, A'nın 747 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğluna devrettiğini iddia ederek, muvazaalı işlem iptal edilsin diye dava açmıştır. Mahkeme, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş ve davacıların payı oranında iptal ve tescile karar vermiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında tescil isteğinde bulunulmamış olması, iptal davasının reddi için bir sebep teşkil etmez. Ancak, tamamen iptal kararı vermek yerine, davacıya ayrıca tescil davası açması için imkan tanınmalı ve her iki dava birleştirilerek karara bağlanmalıdır. Eğer sadece tescil isteği yapılmışsa, ayrıca tapu kaydının iptali de dava edilmek zorunda değildir. Bu nedenle, kararın bu doğrultuda bozulması gerekmektedir. Kanun maddeleri: HUMK 428. Maddenin gereği.
1. Hukuk Dairesi         2008/1712 E.  ,  2008/3593 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KUŞADASI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/05/2007
    NUMARASI : 2005/278-2007/223

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları A...nin adına kayıtlı 747 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını davalı oğluna, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacıların payı oranında iptal ve tescile karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tapu iptal isteğine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; tapu kaydına (zilyetliğe) dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği-dolu pafta sistemi –genel ilke ile bağdaşmaz. Ne varki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 Sayılı Kararı.)
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı gibi, davacıya ayrıca tescil davası açması için önel verilmesi, açıldığı takdirde her iki davanın birleştirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tescil isteği olmadığı halde iptal ve tescile karar verilmesi doğru değildir.
    Bu yöne değinen davalının itirazlarının kabulü ile hükmün bu nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.