Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/30022
Karar No: 2015/11636
Karar Tarihi: 27.05.2015

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2014/30022 Esas 2015/11636 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2014/30022 E.  ,  2015/11636 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İspir Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 02/07/2013
    NUMARASI : 2011/1258-2013/330

    Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı ek kararın Yargıtay"ca incelenmesi, davalı S.. Ö.. vd. vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
    - K A R A R –

    Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
    Davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece, gider avansının muhtırada belirtilen süre içinde yatırılmadığından temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına dair ek karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede;
    Tebligat Kanununun 17.maddesi gereğince; Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Sözü edilen kanunun 20. maddesinde ise; "13,14,16,17 ve 18"inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.4) "adı ve soyadı" tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir..."hükümleri düzenlemiş, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddesinde de daimi memur ve müstahdemlere tebligat yapılmasının, muhatabın adreste bulunmaması koşuluna bağlı olduğunu ve aynı yönetmelik 29. maddesi; "21, 22, 23, 25, 26 ve 27 nci maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar." hükümlerini düzenlemiştir.
    Temyiz eden vekiline, temyiz giderlerinin tamamlanmasına ilişkin muhtıranın, iş adresinde, yanında çalışan sekreteri imzasına 17.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ancak muhatabın adreste bulunup bulunmadığına, geçici olarak başka yere gittiği beyan olunmuş ise hangi sebeple geçici olarak başka yere gittiğine dair bir kaydın mazbataya işlenmediği anlaşılmıştır.
    Bu durumda tebligat usulüne uygun olmadığından, tebliğ tarihi öğrenme tarihi olup, temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulü gerekeceğinden, mahkemenin 08.04.2014 günlü ek kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
    Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki,
    1)Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
    Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaz ile somut emsal olarak alınan taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında; emsal alınan 298 ada 8 ve 10 parselin dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğu kabul edilerek değer biçilirken soyut değerlendirmelerle, bilirkişi kurulunca emsal olarak alınan 298 ada 8 parsel sayılı taşınmazın dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı düşüldüğünde 8,9 kat, 298 ada 10 parselin ise 8,91 kat gibi emsal taşınmaz olamayacak surette büyük oranda daha değerli olduğu kabul edilerek değer biçilmesi ve bilirkişi heyetince bu miktarlara da itibar edilmeden soyut ifadelerle değer belirlenmesi nedeniyle rapor inandırıcı olmadığı gibi, mahkemece de yine soyut gerekçelerle resen değer tespiti doğru değildir.
    Bu itibarla; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması,
    2)Arsa niteliğindeki taşınmaz, kapama meyve bahçesi olduğundan, ağaçların yaşlarına göre tespit edilecek verim miktarları ile değerlendirme tarihi olan 2011 yılı kilogram satış fiyatı ve üretim masraflarına göre tespit edilecek net geliri üzerinden, taşınmazın sulu olduğu da nazara alınarak kapitalizasyon faiz oranının %4 oranında uygulanması suretiyle belirlenecek bahçe değerinden; taşınmazın zeminine, ekilebilecek münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle ağaç bedellerinin tespit edilmesi gerektiği halde, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi,
    3)Davalıların tamamı vekille temsil edildiği halde gerekçeli karar başlığında davalıların bir kısmının vekili olduğunun yazılmış olması,
    Doğru görülmemiştir.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi