3. Hukuk Dairesi 2016/1786 E. , 2017/11625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ortaklığın tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile birlikte 01/09/2005 tarihinde Kardelen pastanesini açtıklarını, davacının 12.000.00.- TL sermaye, 6.000.00.- TL tamir ve kira bedeli ödediğini, davalının davacının ortaklığını tanımadığını, kar payı ödemediğini, hesap vermediğini ileri sürerek; ortaklığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının adi ortaklığın ortağı olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
"Her davada bulunması gereken hukuki yararın önemi, kendisini özellikle tespit davasında gösterir.
Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı yahut yokluğu, tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir.
Bundan başka o hukuki ilişkinin varolup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde, davacının korunmaya değer ( meşru ) bir hukuki yararının bulunması şarttır.
Bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması, şu 3 şartın birlikte varlığına bağlıdır; 1. Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel ( hali hazır ) ( m.106/2) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; 2. Bu tehdit nedeni ile, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; 3. Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen ( icraya konulamayan ) tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır.
Davacının tespit davası ile istediği hukuki korunma (himaye), diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının ( o konuda ) tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Mesela, boşanma davası açma hakkı olan bir eşin, ilk önce yalnız boşanma hakkının tespiti için bir tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur . Bunun gibi, eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta ( kural olarak ) hukuki yararı yoktur. (kar.m.107 )." ( Medeni Usul Hukuku, Prof . Dr . Baki Kuru, Prof. Dr. RamazanArslan, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, 25. baskı, ... 2014, sayfa; 260 – 261 )
Somut olayda; davacının, eda davası açarak iddiasını ileri sürmesi gerekirken tespit davası açmasında hukuki bir yararı yoktur. Mahkemece, anılan ilkeler gereğince açılan tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.