Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/650
Karar No: 2008/3473
Karar Tarihi: 19.03.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/650 Esas 2008/3473 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/650 E.  ,  2008/3473 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FETHİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 04/10/2007
    NUMARASI : 2006/238-2007/419

    Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanları K..Y...149 parsel sayılı taşınmazın ifrazını sağlayarak 165 nolu parseli davalı k...E..’e bedelsiz olarak satış göstermek suretiyle temlik ettiğini diğer kızı F..’in eşine duyulan güvensizlik nedeniyle payını annesi F.. Y.. temlik ettiğini,amacın ilerde bu payın kızı F..temlikinin sağlanması, ise de F..Y..n bu temliki yapamadan öldüğü,dolayısıyla davalı E..’in bu taşınmazda da mirasçı sıfatıyla pay aldığını, temlikin geçersiz ve muvazaalı olduğunu, yolsuz tescil nedeniyle diğer davalıya E..tarafından yapılan temlikin de geçersiz olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptal, tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, muvazaa olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi K..K...in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, dava dilekçesinde gösterilen dava değerine göre talebi reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu 149 parsel sayılı taşınmazdaki maliki olduğu 1/2 payını miras bırakan K..Y..ın, 10.02.1960 tarihli akitle satış suretiyle davalı kızı E..e, 1/2 payını da eşi dava dışı F..Y..a temlik ettiği, davacı tarafından işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek eldeki davayı açtığı, mahkemece de miras bırakanın hak dengesini gözeterek paylaştırma yaptığı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
    Bilindiği gibi; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Öyle ise, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Somut olayda; dinlenen tanık beyanları ve toplanan diğer delillere göre, muris adına kayıtlı bulunan 149 sayılı parselin, muris tarafından ifraz edilerek yarısını kızı E...e, diğer yarısını da ileride öbür kızı F...’e intikal ettirmek üzere 1965 yılında ölen eşi F..‘ya devrettiği anlaşılmaktadır.
    O halde, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde dosya kapsamı değerlendirildiğinde miras bırakanın gerçekleştirdiği temlikler bakımından sağlığında mal varlığını mirasçıları arasında paylaştırma amacını taşıdığı kabul edilemez.
    Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin irdelenip değerlendirilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, miras bırakanın gerçek amacının duraksamaya yer vermeyecek biçimde açığa kuvuşturması, neticeden muvazaa olgusunun olup olmadığının saptanması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar kurulması doğru değildir.
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi