Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre tehdit suçunun üstsoya yönelik yaralama eylemi ile birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı değerlendirilerek dosya görüşüldü: 1-Sanık ... hakkında yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinin süresi içinde verilmediği; Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca o yer Cumhuriyet savcısının ve sanık ..."ın tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE, 2- Tehdit suçundan kurulan hükümlerin temyizine gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın kız kardeşi olan mağdure ... ile tartıştığı esnada elinde bulunan balta ile "hepinizi keserim, öldürürüm" demesinin ardından olaya müdahale etmeye çalışan babası olan mağdur ..."ı da "sizi öldüreceğim, buraya gömeceğim" biçiminde sözlerle tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında, eylemin aynı yer ve olay bütünlüğü içerisinde, kısa sürede gelişimi ve tamamlanması dikkate alınarak, sanığın eylemlerinin hukuki anlamda tek olup, TCK’nın 106/2-a maddesi gereğince bir cezaya hükmedilip, TCK"nın 43/2. maddesi uyarınca da artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, iki ayrı tehdit suçundan hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMK "nın 326/son maddesi gözetilerek HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.