![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2020/449
Karar No: 2020/4517
Karar Tarihi: 17.02.2020
Tehdit ve Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/449 Esas 2020/4517 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2020/449 E. , 2020/4517 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Sanık ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından yapılan yargılama sonucunda; mahkumiyetine dair Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/02/2015 tarih ve 2014/468 esas -2015/153 karar sayılı hükümlerin sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 04/11/2019 gün ve 2018/3363 esas, 2019/15355 karar sayılı ilamı ile tehdit suçundan kurulan hükmün bozulması kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 18/01/2020 gün ve 2015/115998 sayılı yazısı ile itiraz edilmesi üzerine dosya Daireye gönderilmekle ele alındı;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ilgili itiraz yazısında özetle;
Sanığın icra dairesinde, katılana yönelik "sen bizim eve gelemezsin, haciz yapamazsın, delikanlıysan gel, gelirsen seni götünden şişlerim, borç namustur, borcunu ödemeyen şerefsizdir, ben eşyama sahip olurum, sahip olmayan da şerefsizdir." şeklindeki sözlerinin görevliye etkin direnme suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
Maddi olayda, sanığın, icra dairesine gelerek birlikte yaşadığı arkadaşına ait icra takibine ilişkin dosyayı incelemek istediğini söylemesi üzerine icra müdürü olan katılanın sanığın inceleme talebini icra dosyasını sadece tarafların ya da vekillerinin inceleyebileceği gerekçesiyle reddetmesi ve sanığa hitaben borcun ödenmemesi halinde evine hacze gelinebileceğini söylemesi üzerine, sanığın öfkelenerek, katılana yönelik “sen bizim eve gelemezsin, haciz yapamazsın, delikanlıysan gel, gelirsen seni g....den şişlerim, borç namustur, borcunu ödemeyen şerefsizdir, ben eşyama sahip olurum, sahip olmayan da şerefsizdir” biçiminde sözler söylediği, tanık... ve ... anlatımları ve düzenlenen suç tutanağı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla;
Sanığın öfkelenerek, katılana yönelik “sen bizim eve gelemezsin, haciz yapamazsın, delikanlıysan gel, gelirsen seni g....den şişlerim, borç namustur, borcunu ödemeyen şerefsizdir, ben eşyama sahip olurum, sahip olmayan da şerefsizdir” biçiminde sözler söylemekten ibaret eyleminde: sanığın, katılan tarafından icra dosyanın kendisine gösterilmemesine, borcun ödenmesi konusunda nasihat verilmesine ve talep olursa hacze yeniden gelineceğinin bildirilmesine sinirlenen ve bunların etkisiyle katılan icra memuruna yönelik tehditte bulunan sanığın eylemlerinin, TCK"nın 106/1. maddesinde yazılı tehdit suçunu oluşturduğu ve sanığın suça konu sözleri sarf ettiği sırada, katılan icra memurunun yerine getirdiği icrai bir görevinin bulunmadığı, katılanın, icrai bir görevinin engellenmesinin söz konusu olmadığı,
Ayrıca sanığın, Yüksek Dairece sanığa ek savunma hakkı verilmediğine yönelik bozma kararının hukuka aykırı olduğunu maddi hata sonucunda TCK"nın 106/1. maddesi yazılırken, TCK"nın 116/1. maddesi yazılmış ve sanık savunmasında tehdit suçu yönünden açıklamalarda bulunduğu ve bu durumun yazım hatasından kaynaklandığı, sanığa ek savunma hakkı verilmediği, savunmasının kısıtlandığına yönelik bozma kararının hukuka aykırı nitelikte olduğu nedenle, Bursa 9. Asliye Mahkemesi"nin 17/02/2015 tarih ve 2014/468 esas -2015/153 karar sayılı tehdit suçuna mahkumiyet kararının onanması istemiyle Yargıtay 18. Ceza Dairesi"nin 04/11/2019 gün ve 2018/3363 esas, 2019/15355 sayılı kararına itiraz edilmiştir.
Gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dosya Kapsamına göre; Yerel Mahkemenin sanığın, görevi ile ilgili bir iş nedeniyle katılan icra müdürüne yönelik tehdit eyleminde bulunduğu kanaatine varılarak tehdit suçundan cezalandırılmasına dair kararının, eylemin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu ve TCK’nın 106/1-1. cümle maddesinden ek savunma alınmadan hüküm kurulması yönündeki Dairemizin 04/11/2019 gün ve 2018/3363 esas, 2019/15355 karar sayılı ilamındaki gerekçeye göre bozulmasında isabetsizlik bulunmadığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülmediğinden 6352 sayılı Yasa"nın 99/3. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesine eklenen 3. fıkra hükmüne göre dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE, 17/02/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı oy)
Karşı Oy
Olay: 19/06/2014 gün ve 2014/5750 sayılı iddianame ile ..."ın TCK"nın 125/3-a-4, 265/1, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmış ve 23/06/2014 tarihli karar ile iddianamenin kabulüne karar verilmiş
Sanık 28/10/2014 günlü duruşmada, durumu öğrenmek için İcra dairesine gittiğini, resmi kayıtlarda borçlu olmadığı için dosyayı inceleyemeyeceğinin söylendiğini, asıl borçluyu çağırdığını, buna rağmen dosyanın gösterilmediğini, borcun nasıl ödeneceği konusunda akıl verildiğini, sinirlendiğini İcra Müdürüne "sıkıysa gel, eve haciz yap ve al g..nden şişlerim ve borç benim namusumdur sahip olmayan şerefsizdir, delikanlıysan gel" dediğini ifade etmiştir.
Sanık hakkında TCK 58 ve 106/1-1 "116/1-1 düzeltme yapılmış" maddesinin uygulanma ihtimali nedeniyle CMK 226 maddesi uyarınca ek savunma hakkı verildiği, sanığın savunmasını tekrar edip haksızlığa karşı koyduğunu, tahrik edildiğini belirtmiştir.
Müşteki 03/12/2014 günlü duruşmada iddianamede yazılı sözlerle ve yazılı olmayan sözlerle hakarete uğradığını, sanığın cezalandırılmasını istemiş ve davaya katılma talebinde bulunmuş CMY 237/1 maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilmiştir.
Tanık... olay yerinde bulunduğu sırada bağrışma seslerini duyduğunu, sanığın müştekinin üzerine yürüdüğünü, tuttuklarını, sanığın "benim eşyalarımı alamazsın, benim evime hacze gelemezsin, şerefsiz" dediği ve müştekiye hitaben sinkaflı sözler söylediğini, müşteki "eğer alacıklı vekili talep ederse biz hacze geliriz, gelmek zorundayız" dediğini beyan etmiştir.
Tanık ... İcra Müdürlüğü"nde bulunduğu sırada müştekinin borcun ödenmesini söylediğini, eğer ödenmez ise, talep olursa yine hacze geleceklerini söylediğini, sanığın sinirlenip eve hacze gelemeyeceklerini söyleyip bağırdığını, ayrıca sinkaflı sözler söylediğini, şerefsiz kelimesini müştekiye karşı kullandığını müştekinin üzerine yürüdüğünü vurmaya çalıştığını beyan etmiş ve bu sırada sanığın tanığa "şerefsizlik yapıyor" diye bağırması üzerine sanık duruşma salonundan çıkartılmış.
Yapılan yargılama sonrası, sanığın TCY 106/1, 53, 58, 125/3-a, 53, 58 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş (mahkeme görevi engelleme amacı bulunmadığını ancak görevle ilgili bir iş nedeniyle katılana yönelik hakaret ve tehdit eylemlerinde bulunulduğunu kabul etmiştir.)
Bursa 11. İcra Müdürlüğü 2014/5016 esas sayılı dosya ile ilgili 11/06/2014 tarihinde borçlu Nurdane İnci"nin adresine hacze gitmiş, borçluyla aynı evde kaldığını söyleyen ... taşkınlık çıkarıp görevli avukata yönelik işlediği eylemler nedeniyle hakkında tutanak düzenlenmiş ve 2014/3012 sayılı soruşturma başlatılmıştır.
Karar 17/02/2015 tarihinde sanık tarafından temyiz edilmiş. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kararın onanmasını talep etmiş. Yargıtay 18. Ceza Dairesi hakaret suçunun oluşmadığı, tehdit eyleminin TCK"nın 265/1. maddesine aykırılık oluşturduğu ve TCK"nın 106/1. maddesinin uygulanması sırasında ek savunma hakkı verilmeden hüküm kurulduğu gerekçeleri ile oy çokluğu ile hükümlerin bozulmasına karar vermiştir.
Yüksek Dairemizin hakaret suçu yönünden bozma kararına katılıyorum. Ancak tehdit eyleminin direnme suçunu oluşturduğu ve ek savunma hakkı verilmeden hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozma düşüncesine katılmıyorum.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi"nin 04/11/2019 gün ve 2019/15355 sayılı kararı ile oy çokluğu ile tehdit suçu yönünden verilen karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 18/01/2020 gün ve 18-2015/115998 temyiz sayılı müzekkeresi ile karara itiraz etmiştir. Yargıtay 18. Ceza Dairesi 17/02/2020 gün ve 2020/4517 sayılı kararıyla oy çokluğu ile itirazın reddine dosyanın Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesine karar vermiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesine karşıyım.
Nedenler: Birlikte yaşadığı borçlu ile icra dairesine gelen, dosyayı incelemek isteyen ve talebi kabul edilmeyince ve borcun ödenmesi konusunda öneriler yapılınca sinirlenen, talep olursa hacze gelirim diyen mağdurun hareketlerine kızan onu tehdit ve hakaret eden sanığın tehdit ve hakaret suçlarını işlediğini kabul ederek mahkeme cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu karar Yüksek 18. Ceza Dairesi tarafından hakaret suçunun oluşmadığı, tehdit eyleminin direnme suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Sorun icra memurunun o an için yaptığı görevi engelleyen cebir veya tehditin var olup olmadığı veya yakın zamanda memurun yetkisine haiz olduğu görevi engellemeye yönelik tehdit veya cebirin var olup olmadığı ile ilgilidir.
Dosyayı göstermediği, borcun ödenmesi için telkinde bulunduğu ve talep olursa yeniden hacze geleceğini söylediği için, icra memuruna kızıp tehdit eyleminin işlenmesi söz konusudur.
Görevi yaptırmamak için direnme suçu TCK"nın 265. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 265- (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılmasından söz edilmiştir. TCK"ya göre şiddet veya tehdit kullanmaktaki amaç bir kamu görevlisini belirli bir işi yapmaya zorlamak veya yapılan işe tepki olarak işlenmiş ise TCK"nın 265. maddesi uygulanmayacak, duruma göre koşulları varsa tehdit, yaralama suçlarına ilişkin hükümler uygulanacaktır.
Kamu görevlisine görevini yapmasını engellemeye yönelik hareket ister görev başlamadan kısa süre önce isterse başladıktan sonra yapılsın TCK"nın 265. maddesi uygulanacaktır.
Suçun oluşması için görevin engellenmesinin sonuç alması gerekmez, burada soyut tehlike suçu ve tipte belirli bir neticenin gerçekleşmesi aranmadığı için salt hareket suçu söz konusudur.
Bu suçta korunan hukuki yarar, kamu idaresi organlarının görevlerini herhangi bir engelle karşılaşmadan yerine getirmelerini sağlamak, başka bir ifadeyle devlete ait fonksiyonların ve bu fonksiyonu yerine getiren organların korunmasıdır.
Mağdur görevini yapmaması amacıyla cebir veya tehdit eylemlerine mağruz kalan kamu görevlisidir. Kamu görevlisi TCK 6/1-c maddesinde belirlenmiştir.
Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla eylemin işlenmesi gerekir. Kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek için yasalarla verilmiş bir görevin engellenmesi asıldır.
Eylemin kamu görevlisine karşı işlenmesi şarttır. Cebir veya tehdit görevin icrasına başlanmadan önce veya icraya başlandıktan sonra bitmeden engel olmak amacıyla yapılmalıdır. Görev bittikten sonra veya yapılan işe duyulan tepkiyle işlenen cebir veya tehdit eylemleri direnme suçunu oluşturmaz koşulları var ise başka suçları oluşturabilir.
Madde başlığında direnme sözcüğü kullanılmış ise de kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle bu suç işlenebilir. Cebir kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli olmalıdır. Görevi engellemeye yönelik hareketin cebir veya tehdit niteliğinde ve kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemeye elverişli boyutta olması şarttır.
Cebir eşya üzerinde kullanılırsa direnme suçu oluşmaz.
Tehdit kamu görevlisine görevini yerine getirmesini engellemek amacıyla bir kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Kötülüğü uğratılacak kişi kamu görevlisi veya yakını olabilir. Tehdit eylemi kamu görevlisinin yüzüne karşı olmak zorunda değildir. Kamu görevlisine görevini yapmasını engellemek için tehdit içerikli sözlerin iletilmesi kastıyla işlenmesi ve iletilmesi halinde bu suç oluşabilir. (buraya gelir bu o işlemi yaparsa onu öldürürüm vb.)
Kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla hareket etmek için genel kast yeterlidir. Sanığın mağdurun kamu görevlisi olduğunu ve görevini yerine getirdiğini bilmesi ve bu görevin yapılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerekir. Görevin yerine getirilmesini geciktirme veya yavaşlatmak amacıyla yapılan hareketler bu suçu oluşturmaz. Bu suçtaki amaç olası kastı devre dışı bıraktığı için bu suç olası kastla işlenemez.
Sonuç: İcra müdürü talep olmadığı taktirde haciz görevini yapamayacağı için başlayan veya başlama ihtimali olan bir görev söz konusu değildir. Alacaklının talep etmesi ve masrafları yatırması halinde haciz için icra memurunun yetkisi doğacaktır, koşula bağlı bir yetki doğmadan bu yetkinin engellenmeye çalışılması mümkün değildir.
a- Dosyanın gösterilmemesine, borcun ödenmesi konusunda nasihat verilmesine ve talep olursa hacze yeniden gelineceğinin bildirilmesine kızan ve bunların etkisiyle kamu görevlisini yaptığı bu eylemlerden ötürü tehdit eden sanığın hareketlerinin TCK"nın 106/1. maddesinde yazılı suçun unsurlarını oluşturduğu ve mahkemenin kabulünün doğru olduğu.
b- Ek savunma hakkı verilmediğine yönelik bozma düşüncesi yönünden, sehven TCK"nın 106/1. maddesi yazılırken, TCK"nın 116/1. maddesi yazılmış sanık tehdit suçu yönünden savunmasını yapmış ve sehven yazım hatası nedeniyle sanığa ek savunma hakkı verilmediği, savunmasının kısıtlandığı düşüncesine katılmıyorum.
Belirtilen nedenlerden ötürü tehdit suçundan Mahkeme"nin kurduğu hükmün onanması gerektiği ve bu doğrultuda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın yaptığı itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.