23. Ceza Dairesi 2016/3157 E. , 2016/2732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : 1-TCK"nın 204/1, 53/1-3. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası
2-TCK"nın 158/1-f, 52, 53/1-3. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası ve 3200 gün karşılığı 64.000 TL adli para cezası
3-Temyiz isteminin reddi
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin tebligatın, Tebligat Kanun"un 21. maddesine göre en yakın komşuya haber verilmesi şartına uyulmaksızın tebliğ edilerek kesinleştirildiği anlaşılmakla; yapılan tebligat usulsüz olup, sanığın eski hale getirme ve temyiz isteğinin haklı, temyizin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu anlaşılmakla; eski hale getirme konusunda karar verme yetkisi Yargıtay"a ait olup temyiz talebinin reddine ilişkin 06.08.2015 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olması nedeniyle bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede,
Sanığın, katılandan satın aldığı mal karşılığında katılana suça konu sahte çeki düzenleyip vermek suretiyle sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia olunduğu olayda;
1-Sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, katılandan satın aldığı mal karşılığında sahte çek düzenlemek şeklindeki eyleminin sahtecilik suçunu oluşturduğuna yönelik kabülde isabetsizlik görülmemiştir.
TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen ve Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, katılandan satın aldığı mal karşılığında katılana suça konu sahte çeki vermek şeklindeki eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabülde isabetsizlik görülmemiştir.
5237 Sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaati belli ise; TCK"nın 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun"un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı 52/2. madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken doğrudan elde edilen haksız menfaatin iki katı esas alınmak suretiyle ceza tayini sonucu etkilemediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Katılanın, zararının sanık tarafından giderilmediği yönündeki 17.04.2015 tarihli beyanından sonra, sanığın 16.06.2015 tarihindeki beyanında "çek karşılığı olan 32.000 TL"yi mal ile birlikte ..."e iade ettim, bunun iade edildiği banka kayıtlarında mevcuttur, daha sonra..."e kendi şirketimin 32.000 TL bedelli çekini verdim, ilave senetlerde verdim, daha sonra malları iade ederek alışverişimizi sonlandırdım" şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında; katılana, zararının giderilip giderilmediği hususunun sorularak ve zararın hangi tarihte giderildiği hususu araştırılarak sonucuna göre TCK"nın 168"nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının kararda tartışılmamış olması,
b-TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.