Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8172
Karar No: 2020/8119
Karar Tarihi: 30.06.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/8172 Esas 2020/8119 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/8172 E.  ,  2020/8119 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının, 13.02.2003 tarihinde davalı ...’nın Fırın İşletme Müdürlüğü nezdinde göreve başladığını, çeşitli birimlerde çalışmasını sürdürdükten sonra 27.10.2014 tarihinde işten ayrıldığını, davalı ...’de çalıştığı süre içerisinde fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklı gece çalışması, izin yardımı, bayram yardımı, giyim ve koruyucu eşya yardımı, ek gıda yardımı,ulaşım ve paso ücreti vb. alacaklarının ödenmediğini ya da eksik ödendiğini ileri sürerek, söz konusu alacakların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacının 26.09.2011 tarihinde 6111 sayılı yasa kapsamında ... İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atandığını, alacak iddialarının yerinde olmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1- Davacı işçinin talep konusu dönemde davalı Belediyenin hangi birimlerinde görev yaptığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
    Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde 13.02.2003 tarihinde davalı ...’nın Fırın İşletme Müdürlüğü nezdinde göreve başladığını, çeşitli birimlerde çalışmasını sürdürdükten sonra 27.10.2014 tarihinde işten ayrıldığını beyan etmiş, ancak nihai olarak 12.11.2009 ile 28.09.2011 tarihleri arası döneme ilişkin çalışmaları bakımından alacak talebinde bulunmuştur.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının talep konusu dönemde davalı ...’nin Fen İşleri Müdürlüğünde çalıştığının tespit edildiği belirtilmiş olmasına karşın, beyanları hesaplamalara esas alınan davacı tanığı ...’ın: ‘’Ben davacı ile birlikte ... Belediyesine ait Halk Ekmek Fabrikasında çalıştım, akşam 19.00 sabah 07.00 ye kadar gece vardiyasında çalışırdık, gündüz vardiyası saat 07.00 de başlar akşam 16.30-17.00 ye kadar çalışırdık, günde yaklaşık 45.000 ekmek üretirdik ...’’ demek suretiyle, davacının farklı bir döneme ilişkin, farklı bir birimde geçen çalışmalarına ilişkin beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum dava konusu yapılan dönem ile hesaplamalara esas alınan çalışma biçiminin örtüşüp örtüşmediği hususunda çelişki yaratmakta olup, davacının talep konusu dönemde davalı ...’nin hangi birimlerinde çalıştığının kesin olarak tespit edilerek, davacı tanığının beyanlarının buna göre değerlendirilerek ve dosya delil durumuna göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, eksik incelemeye dayalı karar hatalı bulunup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin dava dilekçesindeki talepleri ve özellikle ıslah dilekçesindeki davanın kısmi alacak davası olduğuna dair açık beyanı göz önüne alındığında davanın kısmi alacak davası biçiminde açıldığı konusunda bir tereddüt söz konusu değildir. Davacı tarafın 08.02.2016 tarihinde harçlandırarak dosyaya sunduğu ıslah dilekçesi davalı tarafa 16.02.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 01.03.2016 tarihinde ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunduğu dilekçesini dosyaya sunmuştur. Buna göre iki haftalık süre içerisinde ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunulmuş olunmasına karşın bu durum değerlendirilmemiş, bilirkişiden ek rapor alınmadan karar verilmiştir. Buna göre, süresinde ileri sürülen zamanaşımı def’i dikkate alınarak ıslah tarihine göre 08.02.2011 tarihi öncesi ücret alacaklarının, dava dilekçesi ile istenen tutar hariç olmak üzere zamanaşımına uğradığı gözetilmeden hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi