14. Hukuk Dairesi 2013/13574 E. , 2014/758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2010/210-2013/160
DAVACILAR : O.. Y.. vd.
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.03.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkillerinin maliki olduğu taşınmaza komşu taşınmaz üzerinde bulunan binanın restoran olarak kullanılan alt katına katlanır cam ve alüminyum malzeme ile eklenti oluşturulduğunu, üzerini kapatarak klimalar yerleştirdiğini, bu durumun hava sirkülasyonunu engellediğini, gürültü ve sarsıntı yaptığını, çirkin bir görüntü arzettiğini, klimalardan rahatsız edici kokuların çıktığını belirterek komşuluk hukukuna aykırı olarak yapılan eklentilerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı N.. Ç.. vekili, kiracı tarafından yapılan eklentilerin uzun süredir kullanıldığını, kalıcı nitelikte olmadığını, imar ve komşuluk hukukuna aykırılık teşkil etmediğini, müvekkilinin parseli içerisinde kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı H.... Ltd. Şti vekili, müvekkilinin diğer davalının kiracısı olduğunu, dava konusu eklentilerin kaldırılması halinde ticari faaliyetin sürdürülemeyeceğini, müvekkili şirket yetkilisinin imara aykırılık suçundan beraat ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, eklentilerin davaya dahil edilen şirket tarafından yaptırıldığı, üzerinin de kapatılarak havalandırma ve aspiratör borularının
konulduğu, klima dış ünitelerinin bağlandığı, bu durumun görüntü kirliliği yaptığı, çevreye ses ve koku yaydığı, davacılara ait binaya acil durumlarda müdahale etmede engel çıkarabileceği, ayrıca bu eklentilerin inşaat ruhsatında da yer almadığı gerekçesiyle kal"ine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya kapsamına göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-TMK m. 683"deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
Davaya konu olayda mahkemece, komşuluk hukukuna aykırılığın yanında davalı tarafın kendi taşınmazı üzerine ruhsatsız yani imara aykırı olarak yaptığı eklentinin davalı taşınmazına zarar verdiği gerekçesiyle eklentilerin kal"ine karar verilmiştir.
Davalının kendi taşınmazı üzerine yaptığı eklentinin salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK’nın 737. maddesi uyarınca
yıkım ve eski hale getirme istenemez. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Salt imara aykırılık, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husustur.
Dosya içerisindeki bilirkişi raporlarına göre, eklentilerin üzerine konulan klimaların bir kısmı kaldırılmış olsa da kalan klimaların da başkalarını rahatsız edecek şekilde gürültü kirliliği yarattığı anlaşıldığından uzman bilirkişilerden yeniden rapor alınarak gürültü yönünden verilen rahatsızlığın başkaca tedbirler alınarak önlenmesinin mümkün olup olmadığının tespiti ile bunun mümkün olmaması halinde klimaların kal"ine karar vermek gerekirken ne gibi bir zarar oluşturduğu açıklığa kavuşturulmadan salt imara aykırılık gerekçesiyle eklentilerin tamamının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.