17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/13830 Karar No: 2016/1995 Karar Tarihi: 22.02.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/13830 Esas 2016/1995 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/13830 E. , 2016/1995 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle usulden reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan otomobilin 28.05.2012 tarihinde saat 03:30 sıralarında ......... karayolunda seyir halinde iken, gerekli ikaz levhaları olmayan ve kapalı olan yolun sağ tarafındaki tümseklere çarpmak suretiyle zarar gördüğünü, zararın tazmin edildiğini, davalının işaretleme eksikliği sebebiyle %75 kusur oranına göre toplam 9.263,00 TL. hasar bedelinin 6.947,25 TL"lik kısmından sorumlu olduğunu ileri sürerek bu tutarın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu aracın kasko poliçesi ile sigortalandığı, TTK 4. Maddesi gereği Ticaret Mahkemesi"nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine dair verilen kararın, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 22.04.2014 Tarih, 2014/7081 Esas, 2014/6375 Karar sayılı ilamı ile "kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası ile karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak görevlerinin verilmiş olmasının, bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin özel hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmayacağı, hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gerektiği, davalı idare vekilinin bu yöndeki görev itirazının kabulü gerekirken, davaya bakmaya görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, dava dilekçesinin yargı yolu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.