Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18135 Esas 2018/2418 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18135
Karar No: 2018/2418
Karar Tarihi: 27.04.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18135 Esas 2018/2418 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka, davacıya sadece kredi kartı nedeniyle borcu olduğunu belirterek davanın reddedilmesini talep etmiş ancak mahkeme borcun ihtarnamedeki kredilerden kaynaklandığını belirtmiştir. Yapılan yargılama sonucunda ise takip tarihine kadar vadesi gelen ve ödenmeyen 6 taksit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, asıl alacağın %20’si oranında tazminat alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak davanın sadece tüketici kredisi yönünden sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır ve diğer kredi alacakları için ayrı ayrı tefrik ve gönderme kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak ise mülga 4077 sayılı yasanın 10. maddesine göre kredi verenin muacceliyet için bir hafta süre vermesi gerektiği, ihtarname usulüne uygun olmadığı için takip tarihine kadar vadesi gelen ve ödenmeyen 6 taksit olduğu belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/18135 E.  ,  2018/2418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, davacı ile davalı arasında imzalanan kredilerden doğan borcun ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, akabinde başlatılan icra takibine davalının borcu ödediği iddiasıyla itiraz ettiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, asıl alacağın %20’si oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davacıya yalnızca kredi kartı nedeniyle borcu olduğunu, ancak bu borç nedeniyle de daha önceden takip başlatıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının takip dosyasında borcun sebebi olarak ihtarnamedeki kredileri gösterdiği, ihtarnamede ise bir çok kredi borcunun belirtildiği, bu kredilerden sadece 8206 hesap nolu kredinin KKDF ve BSMV kesintisi yapılmadığından tüketici kredisi kapsamında olduğu ve bu kredi yönünden dosya tefrik edilerek yargılamaya devam edildiği, davalıya gönderilen ihtarda 24 saat ödeme süresi tanındığı, ancak mülga 4077 sayılı yasanın 10. maddesine göre kredi verenin muacceliyet için bir hafta süre vermesi gerektiği, ihtarname usulüne uygun olmadığından takip tarihine kadar vadesi gelen ve ödenmeyen 6 taksit olduğu gerekçesiyle bu miktar ve ferileri üzerinden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
     Dava, bankanın davalı ile yapmış olduğu sözleşmelerin 7.3.2013 tarihli ihtarname ile katı sonucu başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İncelenen ihtarname ve takip dosyasından alacağın “4055” no’lu kredi kartı “8026” no’lu taksitli destek hesabı ile 4 ayrı genel kredi ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Dava, tüketici mahkemesinde açılmış olup anılan krediler dikkate alındığında “8206” no’lu kredinin tüketici kredisi olduğu, “4055” no’lu kredi kartı borcuna ilişkin olduğu ve diğer kredilerin de ticari olduğu anlaşıldığından davanın sadece tüketici kredisi yönünden sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda kredi kartına ilişkin alacağın dava tarihi itibariyle asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların ise ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği yargılamaya son verilen gerekçeli karar da bu alacaklar yönünden davacının dava açma hakkı bulunduğu gözetilerek hükümde ayrı ayrı tefrik ve gönderme kararı verilmesi gerekirken karar da bu hususun açıkça gösterilmemiş olması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.