12. Ceza Dairesi 2014/9928 E. , 2015/2818 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
... Müze Müdürlüğü uzmanlarınca düzenlenen 09/04/2009 tarihli raporda, .... II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 10/04/1991 tarih ve 1943 sayılı kararı ile tescilli .... Antik Kenti 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alan, sanık adına kayıtlı bulunan suça konu taşınmazın tamamına zeytin fidanları dikildiğinin tespit edildiği, sanığın aşamalarda alınan savunmalarında, söz konusu taşınmaza fidan dikilmesinin suç olduğunu bilmediğini beyan ettiği,
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı;
Diğer yandan, arkeolojik sit alanlarında yapılabilecek ve yapılamayacak fiiller, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu"nun 05/11/1999 tarih ve 658 sayılı Arkeolojik Sitler Koruma ve Kullanma Koşulları hakkındaki ilke kararında tek tek sayıldığından, belirtilen hususta şahıslara ayrıca bildirimde bulunulması gerekmediği, sözü edilen ilke kararının (1) numaralı bendinde 1. derece arkeolojik sit alanlarının, “korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanları” olarak tanımlandığı, aynı bendin (c) ile numaralandırılan alt bendinde, “höyük ve tümülüslerde toprağın sürülmesine dayanan tarımsal faaliyetlerin kesinlikle yasaklanmasına, ağaçlandırmaya gidilmemesine, yalnız mevcut ağaçlardan ürün alınabileceğine” karar verildiği anlaşılmakla;
Suça konu taşınmazın, sanık tarafından 13/02/2001 tarihinde satın alındığı, tapu kaydının beyanlar hanesine “1. derece sit alanıdır” şerhinin 06/03/1997 tarihinde konulduğu, ayrıca ... Belediyesi tarafından düzenlenen 27/01/1997 tarihli “hoparlör duyuru tutanağı” na göre, ... Antik Kenti 1. derece arkeolojik sit alanının, belediye hoparlörü ile duyurulmak ve aynı zamanda belediye duyuru tahtasına asılmak suretiyle ilan edildiği, kaldı ki sanığın, taşınmazın içerisinde bulunduğu bölgenin niteliğini bildiğini söylediği, bu bakımdan, suça konu taşınmaza zeytin fidanları dikerek fiziki müdahale gerçekleştiren sanık yönünden atılı suçun unsurlarının oluştuğu, açıklanan nedenlerle sanığın “sit alanına izinsiz fiziki müdahalede bulunma” suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek sanığın suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.