22. Hukuk Dairesi 2015/1270 E. , 2016/7648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil, fazla mesai, ücret alacağı ile prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacıya senet imzalatmak istendiğini imzalamayınca işten çıkartıldığını iddia ederek kıdem, ihbar, yıllık izin, bayram genel tatil, fazla mesai, maaş kesintileri, prim alacaklarının faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı senet almaktaki amacın araçların daha özenli kullanılmalarını, müşterilerden tahsil edilen senet bedellerinin şirkete teslim edilmemesi gibi bir durum yaşanmamasını sağlamak olduğunu, davacının araç sayısının azaltılması ve özel işleri için araç kullanımının sınarlandırılması sebebiyle davacının iş sözleşmesini feshettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının iş sözleşmesini 24.11.2012 tarihinden itibaren fiili olarak feshettikten sonra davalı tarafın devamsızlık tutanaklarının hukuki bir değeri olmadığı, davacının ödenmeyen alacakları sebebiyle feshin haklı sebebe dayandığı ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığı ancak ihbar tazminatını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde olmamakla birlikte fesih ve ona bağlı alacaklar temyiz eden sıfatına göre temyiz konusu yapılmamıştır.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Dosya kapsamından davacının, davalıya ait işyerinde satış temsilcisi olarak 12.07.2011-24.11.2012 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre yargılama sırasında dinlenen davacı tanık beyanlarına itibarla davacının fazla çalışma talepleri kabul edilmiş ve 09.00-21.00 saatleri arasında çalışması ile haftalık onsekiz saat fazla mesai dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Davacı sabit ücret ve prim olarak ücret aldığından, fazla mesai alacağının sabit ücret üzerinden hesaplanması gerekir. Ancak bunun için öncelikle davacının fazla mesai yapıp yapmadığı netleştirilmelidir. Satış temsilcilerinin fazla mesai yapıp yapmadıkları hususu günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri dikkate alınarak belirlenmeli, fazla mesai yapmışsa yukarıda belirtilen ilke çevçevesinde hesaplama yapılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmişti.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 14.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.