Esas No: 2021/435
Karar No: 2022/4633
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/435 Esas 2022/4633 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/435 E. , 2022/4633 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11.07.2019 tarih ve 2017/96 E- 2019/364 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.10.2020 tarih ve 2019/2042 E- 2020/1328 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin haberleşme, bilgisayar, baskı yazılım, tüketici elektroniği ve bunların aksesuarları gibi teknolojik ürünlerin toptan yada perakende satışı pazarlanması elektronik ortamların oluşturulması şeklinde özetlenebilecek alanda uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini, 04/10/2012 tarihinde ''teknoloji pazar sadece teknoloji'' markasını 10 yıllığına tescil ettirdiğini ve www.teknolojipazar.com adresi üzerinden faaliyetini sürdürdüğünü, davalının müvekkilinin markası ile birebir aynı olan ve açık bir şekilde iltibas yaratan ''teknoloji pazarı'' markasını kullandığını, davalının faaliyet alanının müvekkilinin tescilli markasına ait faaliyet alanı ile aynı olduğunu, internette de www.teknolojipazarı.com adresi ile faaliyet gösterdiğini, internet site dizaynlarının dahi benzer olduğunu, davalının kullandığı markanın açıkça müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğunu, bu suretle haksız rekabete yol açtığını, bir tüketicide her iki marka arasında organik bir bağ olduğu kanısının oluşma olasılığının çok yüksek olduğunu, çok dikkatli bakılmadığında farklı marka olduklarının anlaşılamadığını, davalının eyleminin TTK'nın 57/5 maddesine de 656. sayılı KHK ile ilgili hükümlere aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının müvekkilinin markasına yönelik tecavüzün önlenmesine ve men'ine, davacının marka hakkına tecavüzden dolayı haksız kullanımının başladığı 09/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faize yönelikte fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davalının markasını kullandığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası ve basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, faaliyetini yürüttüğü internet adresinin faaliyetinin durdurularak kapatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14/05/2019 tarihinde yoksun kalınan kazanca ilişkin maddi tazminat talebini ıslah ederek 3.763,13 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin yetkisiz olduğunu, zira davalının yerleşim yeri itibariyle İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, davalının markasının TPMK'da 02/09/2013 tarihinde tescil edildiğini, 30/03/2013 tarihinde gazete ilanı yapıldığını, markaya ilişkin itiraz olmadığını, TTK'nın 60. maddesine göre bir yıllık ve üç yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, davanın zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiğini, vergi kaydı itibariyle davalının ticari faaliyetinin davacıdan eski tarihli olduğunu, davacının marka tescilinin 35.sınıfta, davalının ise 9. sınıfta olduğunu, marka sınıflarının dahi benzerlik göstermediğini, tarafların internet sitesi incelendiğinde ise iki marka arasında organik bağ kuracak bir durumun söz konusu olmadığını, logoların farklı olduğunu, teknoloji pazarı kelimelerinin herkesin kullandığı anonim kelimelerden oluştuğunu, 2012 yılında faaliyete geçerek sadece kendi ürünlerini satma çabasında olan davalının şimdiye kadar sadece 60 adet sipariş aldığını, davacıya nasıl bir maddi ve manevi zarar verdiğinin anlaşılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın esastan ve usulden reddini istemiş; ayrıca 30/11/2017 tarihli dilekçesi ile de yeterli iş hacmini yakalayamadıklarından müvekkilinin internet sitesini kapattığını bildirmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının TPMK'nun 2011/41324 sırasında kayıtlı "teknolojipazar sadece teknoloji+şekil" ibareli markanın tescilli sahibi olduğu, davalının ise 2012/85277 sırasında kayıtlı "teknolojipazarA şekil" ibareli markanın tescilli sahibi olduğu, davacı markasının 35.sınıfta davalı markasının ise 9. sınıfta tescilli olduğu, davalı tarafın www.teknolojipazarı.com internet sitesinden değişik markalarda elektronik malzeme satışı yaptığı anlaşılmış olup, alınan ve hükme esas kabul edilen bilirkişi raporunda ayrıntıları açıklandığı üzere davalı markasının tescilli olduğu 9. sınıfın elektronik malzeme imalatı ve benzer şekildeki hizmetleri kapsadığı, satış ve pazarlama ile ilgili hizmetleri kapsamadığı, davacıya ait markanın tescilli olduğu 35. sınıfın ise reklamcılık pazarlama ve benzeri hizmetleri kapsadığı, bu anlamda davacı markasının tescilli olduğu sınıftaki hizmetlerinden internet sitesi açarak teknolojik cihazlar satışı yapmak suretiyle davalı tarafça davacı markasına tecavüz edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre, mevcut tecavüz nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın 3.763,13 TL olduğu gerekçesiyle, davanın ıslahla artırılan miktar gözetilerek kısmen kabulü ile davalı tarafın davacıya ait TPMK'nın 2011/41324 sırasında kayıtlı "teknolojipazar sadece teknoloji+şekil" ibareli markasına vaki elatmasının önlenmesine, 3.763,13 TL maddi, 3.000.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm özetinin Türkiye'de trajı en yüksek 5 gazeteden birinde ilanına ve masrafın davalı tarafından tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı markasının davalı markasından bir yıl evvel tescil edilmiş olduğu, marka emtia sınıfları farklı olsa da elektronik eşya satışının her iki sınıfta da bulunduğu, dosya kapsamına ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre tüketici nezdinde her iki marka arasında yanıltıcılık söz konusu olup, davacının davalı markaya tecavüz eylemi nedeniyle 3.763,13 TL kâr yoksunluğu zararına uğradığı, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava, davalıya ait 2012/85277 sayılı ve 9. sınıfta tescilli “teknoloji pazarı+Şekil” ibareli markasının, davacıya ait 2011/41324 sayılı ve 35. sınıfta tescilli ”teknoloji pazar sadece teknoloji” ibareli markasına tecavüz oluşturduğu iddiasına dayalı markaya tecavüzün tespiti, men’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca her marka tescil edildiği sıradaki mal/hizmetler için korunur. Marka korumasında ayırt edici olmayan unsurlar dikkate alınmaz. Somut olayda, davacının tescilli markasının 35. sınıfta ”teknoloji pazar sadece teknoloji” unsurlu, davalının ise 9. sınıfta “teknoloji pazarı+Şekil” unsurlarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Her tacirin tescil kapsamında bulunan malların kendi markası ile satış ve pazarlamasını yapmak hakkı bulunmaktadır. Ayrıca “teknoloji pazarı” ibaresi, 35.sınıfta “satış hizmetleri” yönünden tanımlayıcı bir ibare olup, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-d maddesi hükmü uyarınca kullanım tekeli kimseye bırakılamayacak işaretlerdendir.
Bu durumda, davacı markasının ayırt edici unsurunun bir bütün olarak “sadece teknoloji” sloganından oluştuğu ve her iki tarafın da ilave unsurlar ile ayırt edicilik sağladığı anlaşıldığından, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair karara yönelik davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddi doğru olmamış, hükmün bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.