17. Hukuk Dairesi 2016/97 E. , 2016/1961 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde kasko sigortalı bulunan .... plaka nolu .... adına kayıtlı aracın 12.10.2009 tarihinde gerçekleşen kazada hasarlandığını, trafik kazası sonucunda oluşan hasar nedeniyle hasar dosyası açıldığını, araç maliki ....ile dava dışı Salih sağlam tarafından davalı bankadan ticari kredi kullanımı ve kredinin zamanında ödenmemesi sebebi ile davalı tarafından ticari kredi alacağının tahsili amacıyla ....İcra Müdürlüğü"nün 2009/9899 E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip sırasında müvekkiline kasko sigortalı aracın trafik kaydına haciz konulduğunu, sigortalı aracın pert olduğunu, araç malikinin alacaklısı bulunan davalı ..."ye 05.10.2010 tarihinde icra dosyasında gönderilen haciz ihbarnamesinden sonra 80.000,00 TL hasar tazminatının sigortalı .... adına ödendiğini ve bu ödeme nedeniyle ödemeyi yapan müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısı olan .... adına onun alacaklısı bulunan davalı ..."ye yapılan ödemenin akabinde, trafik kazasında kaza sırasında Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmadığının müvekkili şirketçe öğrenildiğini, müvekkilinin sigortalısının kasten gizlemesi nedeniyle kasko sigortası A5.4 maddesi uyarınca gerekli sürücü belgesi olmayan kişilerin meydana getirdikleri hasarın teminat dışı olması nedeniyle aslında ödememesi gereken kaza tazminatını, davalıya alacaklı sıfatı ile sehven ödediğini, ödenen bu 80.000,00 TL"den 43.000,00 TL"nin kazaya karışan karşı aracın kasko sigortacısından ve dava dışı sigortalının kendisinden tahsil edildiğini, davalı aleyhine bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itiraz edilmesi sebebiyle itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili bankanın Gebze Şubesi müşterisi olan Salih Sağlam ve Şenol Sağlam ile Genel Kredi Sözleşmesi imzaladığını ve dava dışı kişiye nakdi ve gayr-i nakdi krediler verildiğini, verilen kredinin taksitlerinin vadesinde ödenmemesi üzerine, kredi borçlusunun kredi hesaplarının kat edildiğini ve takip başlatıldığını, müvekkili tarafından Salih Sağlam ve Şenol Sağlam hakkında başlatılan kambiyo takibinin kesinleştiğini ve borçlular hakkında haciz işlemlerinin başlatıldığını, bu kapsamda Şenol Sağlam"ın maliki olduğu 34 SRJ 34 plaka nolu aracın kaydına haciz konulduğunu, haciz konulan aracın 12.10.2009 tarihinde trafik kazası yaptığını ve pert olduğunu, hacizli aracın davacı ... şirketine ait kasko poliçesi mevcut olduğundan icra dosyasından davacıya 1. Haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacının haciz ihbarnamesine karşılık olarak icra dosyasına Şenol Sağlam"ın alacağı olarak 80.000,00 TL ödediğini, davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin usul ve yasalara aykırı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davalının takibe itirazının kısmen kabulü ile takibin asıl alacak 37.000,0 TL ve 712,25 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekilince müvekkiline kasko sigortalı aracın hasarlanması sebebi ile ortaya çıkan tazminatın sürücünün ehliyetsiz kullanımı sebebi ile teminat dışında kalmasına rağmen sehven sigortalının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı kambiyo senetlerine dayalı takip alacaklısı olan davalıya ödendiğini, aslında ödenmemesi gereken borç sebebi ile davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek ödediğinin rücuan tahsili amacıyla icra takibi başlatmış, davalı vekilince davacının sigortalısının müvekiline olan borcu sebebi ile yapılan ödemenin haksız ve kötüniyetli olmadığını, sebepsiz zenginleşen kişinin müvekkili değil davacının sigortalısı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş, mahkemece, davacı tarafından yapılan ödemenin yapılış itibariyle sigorta genel şartlarına aykırı biçimde teminat dışı kalan bir tazminatın ödenmesi suretiyle yapıldığı, davacının dava dışı sigortalıdan bu hatır ödemesini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre her zaman isteyebilme hakkının bulunduğu, bu kapsamda da artık davacıdan İİK 89/5 kapsamında haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi nedeniyle tazminat talebinde bulunamayacağı yönünde bir yorumun hakkaniyete uygun olmayacağı, TMK 2. maddesi kapsamında davada değerlendirme yapılması gerektiği, davacının sigortalısının haklarına halefiyet koşulunun gerçekleşmiş olması sebebi ile talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, kazaya karışan davacıya kasko sigortalı aracın maliki .... ve dava dışı ... tarafından davalı bankanın ... Şubesinden ....-.... ünvanı ile ticari kredi müşteri ilişkisi bulunduğu, davalı banka ile dava dışı sigortalı ....ve .... ile genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığı, bu kredilerin taksitlerinin vadesinde ödenmemesi üzerine hesapları kat edilerek davalı banka tarafından kredi borçluları ... ve ... aleyhine icra takibi başlatıldığı, alacağın tahsilini sağlamak amacı ile kredi borçlusu .... adına kayıtlı olup davacı tarafında kasko sigortalı ... Plakalı aracın kaydına haciz konulduğu, takibin devamı sırasında hacizli aracın karıştığı kaza sonucunda hasarlanarak pert olduğu, davalı banka tarafından daha önce konulan haciz üzerine aracın kaza yapması sonucunda ortaya çıkan tazminatın müvekkiline ödenmesi için davacı ... şirketine 1. Haciz İhbarnamesi gönderildiği ve davacı ... şirketince hasar dosyasında tespit edilen tazminatın sigortalı ...."ın davalıya olan borcu sebebi ile davalı tarafından kredi alacağının tahsili amacı ile başlatılan takip dosyasına ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı bankanın haciz dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz etmese de ödenen bu tazminatın dava dışı sigortalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre her zaman istenebileceği, bu nedenle sigortalının haklarına halef olan davacının da ödediği bu tazminatı davalıdan isteyebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Dava, icra takibi borçlusu ... ve ..."ın borcuna istinaden davacının davalı bankaya yaptığı ödemenin iadesi istemine ilişkindir. Mahkeme davaya konu bu alacağı sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirmiş ve sebepsiz zenginleşen tarafın da davalı olduğu gerekçesi ile kısmen kabul kararı vermiştir. Davacı ... şirketi tarafından yapılan ödeme, kasko sigorta sözleşmesi kapsamında, sigortalısı .... adına yapılmış bir ödemedir. Davalı banka tarafından davacının sigortalısı aleyhine başlatılan takibin haksız ve mesnetsiz olduğuna dair taraflar arasında ve takip borçluları arasında bir ihtilaf konusu değildir. Davalı banka haklı ve hukuki olan alacağını icra takibi yolu ile talep etmiş, takip borçlularının buna bir itirazları olmamıştır. Davacı ... şirketi tarafından yapılan bu ödeme ile sigortalısı ...."ın pasifinde azalma gerçekleşmiştir. Davacının, yetersiz ehliyetname kullanımı sebebi ile teminat dışında kalan ödemenin sehven yapıldığı iddiası karşısında yapılan bu ödeme ile sebepsiz zenginleşen kişi davalı değil, davacının sigortalısıdır. Sözleşmeye dayalı ve taraflarca itiraz görmeyen alacağa dayalı takibi sebebi ile haklı alacağına kavuşan davalı, davacının teminat dışında kalan ödemeyi yapması ile sebepsiz zenginleşmiş değildir. Açıklanan bu nedenlerle davalı aleyhine açılan bu davanın reddi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre de; davacı vekilince başlatılan icra takibi sebebi ile davalının itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep edilmiş olup davacı vekilince icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmemişken mahkemece talep aşılarak itirazın iptali kararı ile birlikte icra inkar tazminatına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.