Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/13508 Esas 2014/720 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13508
Karar No: 2014/720
Karar Tarihi: 16.01.2014

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/13508 Esas 2014/720 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/13508 E.  ,  2014/720 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 09/04/2013
    NUMARASI : 2010/412-2013/164

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tazminatın tahsili birleşen davada muhdesatın aidiyetinin tespiti, istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. K.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Asıl dava, TMK 723. maddesine dayalı tazminatın tahsili, birleştirilen dava ise muhdesatın aidiyetinin tespiti istemlerine ilişkindir.
    Davalı davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece birleştirme kararından önce 13.04.2010 tarihinde muhdesatın aidiyetinin tespitinin kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.04.2012 tarihli ilamıyla davalı ve davacı dışındaki tüm maliklerin davada taraf olmadan tüm malikleri bağlayacak karar verilemeyeceği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizin bozma ilamı sonrasında muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin dava ile tazminatın tahsiline ilişkin davanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemece, asıl davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı H.. K.. vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı H.. K.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalı H.. K.. vekilinin muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin dava hakkındaki temyiz itirazlarına gelince;
    Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanıma göre, paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik olması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden fazla kişi olmasına rağmen, eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı, malikler arasında bir paylı mülkiyet birliği meydana getirir. Her paydaş, mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur. Her pay, diğerinden bağımsız ayrıca tasarrufi işlemlere konu olabileceği için kanun, bazı istisnalar dışında payları taşınmaz hükmüne tabi tutmuştur. Dolayısıyla paylı mülkiyette, bir taşınmaz üzerindeki payın üçüncü bir kişiye satışı olanaklıdır. Fakat, taşınmaz paylı malikler arasında kullanma taksimine tabi tutulmadığı sürece, paylı maliklerin her birinin taşınmazın tamamı üzerinde hakları vardır.
    Somut olayda; dava konusu muhdesatın bulunduğu 647 parsel sayılı taşınmazda davalılardan başka R. Ç. da paydaş olduğu ve davada davalı olarak yer almadığı görülmüştür. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında verilecek karar tüm paydaşların hukukunu etkileyeceğinden tüm paydaşların davada usulünce davalı olarak davada yer almaları gerekir.
    Bu nedenle, paydaş R. Ç. davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının karara bağlanması gerekir. Mahkemece, belirtilen bu husus gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı H.. K.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.