Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki bulunduğu 127 ada, 3 sayılı parsele davalıların müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 127 ada, 3 parsel ile ıslah suretiyle davaya dahil edilen 108 sayılı parsele davalılardan A...İ..nin müdahalesinin keşfen saptandığı gerekçesiyle, anılan davalı yönünden elatmanın önlenmesine, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılardan A...İ.. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının çekişme konusu 127 ada, 3 sayılı parselin paydaşlarından H..P...n mirasçısı olduğu, keşif sırasında 3 sayılı parselle birlikte davacı adına kayıtlı dava dışı 108 sayılı parsele de müdahale edildiğinin anlaşılması üzerine, ıslah yoluyla anılan parselin de davaya katıldığı ve yargılama sonunda her iki parsel yönünden de davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere, haksız fiil niteliğindeki el atmanın önlenmesi davalarında, müdahalenin kimin tarafından yapıldığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması asıldır.
Bunun yanında, HUMK’nun 87/son maddesinin Anayasa Mahkemesince iptalinden sonra ıslah yoluyla müddeabihin arttırılması olanaklı hale gelmişse de, dava edilmeyen bir hususun bu yolla dava konusu haline getirilmesine yasal imkan yoktur.
Açıklanan ilkelere karşın somut olayda, el atma olgusunun davalı tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği yeterince araştırılmadan fen bilirkişisi raporundaki soyut içerikli beyana değer verilerek hüküm kurulmuş ve dava dilekçesinde yer almayan 108 sayılı parsel de ıslah ile hükme dahil edilmiştir.
Hal böyle olunca, hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan 108 sayılı parsele yönelik isteğin reddedilmesi; 127 ada, 3 sayılı parsel bakımından ise yerinde yeniden keşif yapılmak suretiyle yerel bilirkişilerin ve gerektiğinde taraf tanıklarının ifadelerine başvurulması, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye yarayan krokili rapor alınması, böylece taşınmazın davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının açıkça belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.