11. Ceza Dairesi 2018/1992 E. , 2020/4059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1) Özel Sembol Sürücü Kursu müdürü olan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ..., kurs çalışanı olan sanık ... ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ...’ın, hakkında beraat kararı verilen sanık ...’ı kursta motor eğitmeni olarak çalışıyor gibi gösterip kurs belgelerini ... adına imzalayarak zincirleme biçimde sahte resmi belge düzenleyip kullandırma suçunu fikir ve eylem birliği içerisinde işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde; Özel Sembol sürücü kursunda sigortalı olarak evrak götür getir işine baktığını, Mahkemedeki savunmasında ise sürücü kursunda resmi olarak pist görevlisi olarak işe başladığını söylemesi, sanık ...’ın aşamalardaki savunmalarında; sanık ...’ın Özel Sembol Sürücü Kursu’nun gerçek sahibi olduğunu ancak resmiyette ... ...’un göründüğünü beyan etmesi; soruşturmaya esas alınan isimsiz ihbar dilekçesinde de, sürücü kursunun asıl sahibinin ... olduğu, ancak resmiyette ... ...’un üzerine olduğu, ...’ın sabıkası olması sebebiyle sürücü kursunun devrini alamadığının belirtilmesi karşısında; sanık ...’ın kurstaki görev ve ünvanının ilgili kurumdan sorularak tespit edilmesi; yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğretici olarak görev yaptığının anlaşılması halinde; suç tarihinden önce 14.02.2007 gün ve 26434 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 9/son maddesindeki "Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, görevleri sırasında suç işlemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun uygulanması ve ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi sayılır" hükmü ile aynı Kanun"un 9. maddesinin 5. fıkrasının b bendi gereğince 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca sanık hakkında soruşturma yapılmasının izne tabi bulunduğu, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca sanık hakkında yetkili merciden soruşturma izni alınması gerektiği ve sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nin 204/2. maddesinde yaptırıma bağlanan "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçunu oluşturup oluşturmayacağı konusunda delilleri değerlendirme görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olacağı, sanığın kursta yukarıda sayılanlar dışında sigortalı çalışan olduğunun anlaşılması halinde ise; sanığın diğer sanıklar ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğine ilişkin delillerin kararda gösterilip, sanığın suçun işlenmesindeki katkı ve rolünün nelerden ibaret olduğu ve aralarında iştirak iradesinin bulunup bulunmadığı karar yerinde tartışılarak, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre de;
a) Sanığın adli sicil kaydına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları dışında sabıka kaydının bulunmadığı, 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesinin 8. fıkrasına eklenen 2. cümle hükmünün suç tarihinden sonra 18.06.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetilmeden; sanık hakkında “sabıka kaydında bulunan ilamlar nedeniyle yasal imkansızlık” gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırı,
b) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından uygulanamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın eşi Songül Koçak’ın temyiz talepleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 07/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.