14. Hukuk Dairesi 2019/2387 E. , 2020/4134 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastral parselin ihyası davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19.02.2019 gün ve 2018/3171 Esas, 2019/1423 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar ..., ... Belediyesi ve ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çekişme konusu 301 m2"lik bölümün imar uygulaması sırasında kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, daha sonra Hazine adına sicil kaydı oluşturulmadan 1371 parsel numarası ile ihdasen ... Büyükşehir Belediyesi adına tescil edilerek imar uygulamasına tabi tutulduğunu, dayanak imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 301 m2"lik bölümün tapusunun iptali ile Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
Mahkemece, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden açılan davanın reddine dair verilen ilk karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 31.01.2014 tarihli, 2013/14017 Esas, 2014/438 Karar sayılı ilamı ile “…Çekişme konusu taşınmazın imar uygulamalarından önceki vasfı, kadastro harici bırakılan bir yer olup olmadığı ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı, Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı, ayrıca Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen ikinci kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.02.2019 günlü ve 2018/3171 Esas, 2019/1423 Karar sayılı ilamıyla ‘’... dava konusu alanın hangi tarihte belediye veya mücavir saha içerisine alındığının belirlenmesi, dava konusu alana ilişkin kadastral pafta ile ilk ve ikinci imar uygulamasıyla konumlarını gösterir imar krokileri ile 109 sayılı kadastral parselin tedavüllü tapu kayıtları ve dayanakları olan belgeler de getirtilerek şuyulandırma işlemleri öncesi ve sonrası niteliklerinin (İlk uygulama ve ikinci uygulama öncesi ve sonrası nitelikleri, nereden ihdas ile oluşturulduğu, vs) şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının net bir şekilde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Dairemizin bozma kararına karşı davalılar karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
Ne var ki; bu husus davalıların karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan incelemede anlaşıldığından, davalıların karar düzeltme isteğinin kabulüne, karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19/02/2019 tarih ve 2018/3171 Esas, 2019/1423 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın ve karar düzeltme harcının yatırana iadesine, 29/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.