Esas No: 2017/376
Karar No: 2019/446
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/376 Esas 2019/446 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 314-527
Kasten yaralama suçundan sanık ..."in, CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin Çeşme (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince verilen 16.01.2014 tarihli ve 633-9 sayılı hükmün katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 16.04.2015 tarih ve 36429-13657 sayı ile;
"Katılan ... ..."in ve tanık ..."ün beyanları ve beyanlarıyla uyumlu olarak katılanın adli raporunda vücudunda darp izi tanımlanmasına göre; sanığın katılanı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığının anlaşılması karşısında, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
6545 sayılı Kanun"un 84. maddesiyle 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 6. maddenin 1. fıkrası uyarınca sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması nedeniyle bozmadan sonra yargılama yapan Çeşme 2. Asliye Ceza Mahkemesi ise 08.10.2015 tarih ve 314-527 sayı ile;
"...Sanık ve müştekinin olay tarihi itibarıyla karı koca oldukları, aralarında boşanma davası ve dolayısıyla husumet bulunduğu, sanığın olay günü akşam vakti işten çıktıktan sonra arkadaşı olduğunu belirttiği ...isimli bir bayanın evine gittiği, evde iken müştekinin bu bayanın evinin önüne gelerek ısrarla kapıyı çalmaya başladığı, ...isimli kişinin camı açarak müşteki ile konuştuğu, daha sonra tekrar camı kapattığı, müştekinin evin önünde sanığa hitaben bağırmaya devam ettiği, bunun üzerine sanığın kapıyı açarak dışarı çıktığı, her ne kadar iddianamede sanığın dışarı çıktığında müştekiyi itekleyerek onu basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı belirtilmiş ise de sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği ve müştekiye dokunmadığını söylediği, müştekinin doktor raporunda sağ humerus orta iç yanda travmatik ekimoz olduğunun belirtildiği ancak müştekinin kendi beyanı ve iddianamedeki anlatım da dikkate alındığında itekleme ile böyle bir ekimozun oluşmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanık aleyhine müştekinin beyanını destekler nitelikte müştekinin eniştesi olan tanık İsa"nın beyanının bulunduğu ancak tanığın beyanının müşteki beyanı ile uyuşmadığı, müştekinin, sanığın kolunu tutup savurduğunu belirtmesine rağmen tanığın beyanında sanığın müştekinin yanından hızlıca geçtiğini ve omuz atma tarzında iteklediğini söylediği, bu hâliyle ifadeler arasında çelişki bulunduğu, ayrıca sanık ve müşteki arasındaki boşanma davasından kaynaklı husumet de dikkate alındığında müştekinin akrabası olan tanığın beyanına itibar edilemeyeceği yönünde vicdani kanaat oluştuğu, bu hâliyle sanığın üzerine atılı suç yönünden şüphe doğduğu, şüpheden sanık yararlanır ilkesi de dikkate alındığında sabit görülmeyen suç yönünden önceki kararda direnilerek sanığın beraatine karar vermek gerektiği" gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Direnmeye konu bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.01.2016 tarihli ve 431294 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 92-591 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 14.03.2017 tarih ve 465-2652 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
04.09.2013 tarihinde saat 02.30’da düzenlenen tutanakta; saat 02.00 sıralarında Haber Merkezinden 2028 Sokak, 10 numaralı yerde aile kavgası olduğunun anons edilmesi üzerine görevli memurlarca olay yerine gidildiği, katılan ... (...) Kesler’in, resmî nikâhlı eşi sanık ... ile sözlü olarak tartıştıklarının öğrenildiği, katılanın, sanık tarafından kendisine hakaret edildiğini ve bu nedenle şikâyetçi olduğunu beyan etmesi üzerine sanık ile katılanın Polis Merkezine götürüldüklerinin bildirildiği,
Çeşme Devlet Hastanesince düzenlenen 04.09.2013 tarihli raporda; katılanın sağ humerus orta iç yanda 1x1 cm ebadında travmatik ekimoz ve toraks ön yüzde ağrı olduğu, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir ölçüde hafif nitelikte olduğunun belirtildiği,
Ilıca Polis Amirliğince, sanık hakkında 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 5/1. maddesinde sayılan tedbirlerin bir ay süreyle uygulanmasına ilişkin 04.09.2013 tarihli önleyici tedbir kararı verildiği,
Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.09.2013 tarihli ve 2013/132 değişik iş sayılı kararı ile; söz konusu tedbir kararının onaylandığı,
Sanık ...’ya ait 11.10.2013 tarihli nüfus kayıt örneğinde, sanık ile katılan ...’nın 26.06.2012 tarihinde evlendiklerine dair kayıt bulunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Katılan Kollukta; öğretmen olduğunu, sanık ... ile 2012 yılının Haziran ayında evlendiklerini, evliliklerinin ilk üç ayından sonra aralarında sorunlar yaşanmaya başladığını, bu sorunları aşamadıkları için boşanmaya karar verdiklerini ancak boşanabilmek için evliliklerinde 1 yıllık sürenin dolmasını beklediklerini, sanığın müşterek ikamet ettikleri evdeki tüm eşyayı alarak evi terk ettiğini, kendisine yeni eşya alarak aynı evde yaşamaya devam ettiğini, bu süreçte sanıktan hiç maddi destek görmediğini, sanığın başka bir kadınla ilişkisinin olabileceğinden şüphelendiği için sanığın kullandığı ancak kendisi adına kayıtlı olan cep telefonunun kayıtlarını incelediğinde sanık tarafından yoğun bir şekilde görüşülen ve mesajlaşılan bir telefon numarası tespit ettiğini, bu numarayı aradığında karşısına ...... adında sanıkla aynı mağazada çalışan bir kadının çıktığını, bunun üzerine sanığı bir süre takip ettiğini ve sanığın ......’ı evine bırakırken gördüğünü, kız kardeşinin çocuğu olduğu için 03.09.2013 tarihinde İzmir’e gittiğini, ertesi gün sınavda görevli olduğu için eniştesi olan tanık ...’ten gece vakti kendisini Çeşme’ye evine bırakmasını istediğini, gece saat 01.00 sıralarında tanık İsa’nın arabasıyla Çeşme’ye geldiklerini, ......’ın evinin önünden geçerken sanığın arabasını yolda park hâlinde görmesi üzerine eniştesiyle birlikte bu kişinin evinin önüne gittiklerini, eniştesi tanık İsa’nın da durumdan haberdar olduğunu, birlikte ......’ın oturduğu evin zilini çaldıklarını ancak kimsenin açmadığını, 3-4 dakika kadar sonra polis çağıracağını söyleyince ......’ın pencerenin panjurunu açarak kendilerine baktığını, kendisine sanık ...’yı çağırmasını söylediğini ancak Arda’nın evde olmadığını belirterek pencereyi kapatıp içeri girdiğini, bunun üzerine 155 Polis İmdat Hattını aradığını, bir süre sonra sanık ...’nın evden çıkarak “Defol git, çekil önümden” deyip kendisini itekleyerek kaçmaya çalıştığını, sanığın iteklemesi sonucu sendelediğini ancak yere düşmediğini, sanığı yakalamak amacıyla peşinden koştuğu sırada polislerin geldiğini, polislere sanıktan şikâyetçi olduğunu söylemesi üzerine polislerin kendilerini karakola götürdüklerini, sanık tarafından şiddete maruz kalabileceğini, bu nedenle can güvenliğinden endişe ettiğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede bu beyanlarından farklı olarak; boşanma davası açıldığından haberi olmadığını, polis çağıracağını söylemesi üzerine evden çıkan sanık ...’nın kendisini ittirdiğini, kolundan tutup savurduğunu,
Tanık ... Kollukta; baldızı olan katılan ... ile sanık ...’nın evlenmelerinden 4 ay sonra aralarında sorunlar olduğunu öğrendiğini, katılanın, sanığın başka bir kadınla birlikte olduğundan bahsettiğini, kendisinin çocuğu doğduğu için 03.09.2013 tarihinde katılanın, İzmir’de bulunan evine geldiğini, gece saat 01.30 sıralarında katılanı Çeşme’de bulunan evine götürdüğünü, yolda giderken katılanın, bir evin önünde sanığa ait aracı park hâlindeyken görmesi üzerine birlikte gidip baktıklarını, bir evin ziline bastıklarını, bir süre kapıyı açan olmayınca yüksek sesle polisi çağıracaklarını söylediklerini, katılanın 155 Polis İmdat Hattını aradığını, kısa bir süre sonra üzerinde gecelik veya bornoz bulunan bir kadının pencerenin kepengini ve camını açtığını, kendisine sanık ...’nın evde olup olmadığını sorduklarını, kadının, sanık ...’nın evde olmadığını söyleyerek içeri girdiğini, polis çağırdıklarını söylemeleri üzerine yaklaşık 3 dakika sonra kapıdan çıkan sanık ...’nın “Defol git şuradan” diyerek katılanı itekleyip gittiğini, sanığın iteklemesiyle katılanın kapının yanındaki duvara çarptığını,
İstinabe olunan Mahkemede bu ifadesinden farklı olarak; kapıdan çıkan sanık ...’nın, katılanın yanından hızlıca geçerken kavga tarzında değil de omuz atma şeklinde katılanı iteklediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık aşamalarda; Çeşme ilçesinde bulunan Tansaş Mağazasında müdür yardımcısı olarak görev yaptığını, katılan ... ile evlendikten 3 ay sonra aralarında sorunlar çıkmaya başladığını, katılanın kendisine sürekli önceki nişanlısından bahsederek kendisiyle kıyaslama yaptığını, kendisine “Keşke senin yerine onu tercih etseydim” gibi sözler söylediğini, bu davranışları nedeniyle katılandan uzaklaşmaya başladığını, yaklaşık 9 ay daha aynı evde kaldıklarını, 2013 yılının Haziran ayı başlarında katılanın kendisine anlaşarak boşanmak istediğini söylediğini, kendisinden 37.000 TL ve düğündeki altınları istediğini, katılanın baskılarına dayanamayarak 21 Haziran 2013 tarihinde yatak odasındakiler hariç evdeki tüm eşyayı alarak gittiğini, boşanma davası açtıklarını, iş yeri arkadaşı olan ...... ile aralarında gönül ilişkisi olmadığını, olay gecesi ...... ile iş yerinden gece vakti çıktıklarını, ......’ın kendisine ekmek arası bir şeyler hazırlayabileceğini söylemesi üzerine evine gittiğini, yaklaşık 5 dakika sonra evden çıkmak üzereyken kapının çalındığını, dışarı çıktığında katılanı gördüğünü ancak kendisini iteklemediğini, hiçbir şey söylemeden ve yapmadan katılanın yanından geçerek uzaklaştığını, katılanın boşanma davasına delil yaratmak istediğini, suçlamayı kabul etmediğini,
Savunmuştur.
Kasten yaralama suçu 5237 sayılı TCK’nın 86. maddesinde;
“(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silâhla,
İşlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklinde düzelenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasında kasten yaralama suçunun tanımı yapılmış, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her türlü davranışla kasten yaralama suçunun işlenebileceği kabul edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında, kasten yaralama eylemi nedeniyle mağdurda meydana gelen yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olması durumunda suçun şikâyete tabi olduğu, maddenin üçüncü fıkrasında sayılan hâllerin bulunması durumunda ise şikâyet şartının aranmayacağı belirtilmiştir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ... ile katılan ...’nın evlenmelerinden kısa bir süre sonra aralarında yaşanan sorunlar nedeniyle sanık ...’nın evi terk ettiği, sanığın başka bir kadınla ilişkisi olduğundan şüphelenen katılanın, kendisi adına kayıtlı olan ancak sanığın kullandığı cep telefonu kayıtlarını incelediğinde sanığın yoğun bir şekilde görüşme yaptığı iş yeri arkadaşı ......’ı fark ettiği, bunun üzerine sanığı takibe başlayan katılanın, sanığı ......’ı evine bırakırken gördüğü, 04.09.2013 tarihinde gece saat 02.00 sıralarında eniştesi tanık İsa ile birlikte arabayla İzmir ilinden dönen katılanın, ......’ın kaldığı evin önünde sanığa ait aracı park hâlinde gördüğü, bunun üzerine eniştesi tanık İsa ile birlikte ......’ın evinin ziline bastıkları, bir süre sonra kapıyı açan olmayınca katılanın bağırarak polisi arayacağını söylediği, yaklaşık 2-3 dakika sonra sanığın evden dışarı çıkarak katılanın yanından geçip uzaklaştığı, bu sırada sanık tarafından iteklendiğini iddia eden katılanın, adli muayene raporuna göre sağ humerus orta iç yanda 1x1 cm ebadında travmatik ekimoz oluşacak şekilde ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaralandığı olayda; katılanın sanık tarafından iteklenmek suretiyle yaralandığına dair aşamalardaki istikrarlı beyanları, katılanın bu anlatımlarını doğrulayan ve özünde bir değişiklik bulunmayan tanık İsa’nın aşamalardaki ifadeleri ile katılan ve tanığın beyanlarına uygunluk gösteren doktor raporu karşısında, sanık ...’nın katılanı yaralamadığına ilişkin cezadan kurtulmaya yönelik soyut savunmasına itibar edilemeyeceği ve sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olduğu anlaşıldığından, sanığın beraatine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün, sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olmadığı görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Çeşme 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 314-527 sayılı direnme kararına konu beraat hükmünün, sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.05.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.