8. Hukuk Dairesi 2016/2612 E. , 2019/2516 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine (...) tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, kamulaştırma işlemine konu edilen Hazine"ye ait taşınmazın vekil edenlerinin murisi tarafından imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiğini ve üzerine kavak ağaçları dikilmiş olduğunu belirterek, taşınmaz üzerinde bulunan kavak ağaçlarının vekil edenlerinin murisi tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, dava konusu taşınmazın Hazine"ye ait olduğunu, taşınmaz üzerindeki bitkilerin de Hazinenin mülkiyetinde olduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu taşınmazın 7.374,99 m2 lik kısmında bulunan keşif tarihi itibariyle 5-6 yaşlarında olan kavak ağaçlarının davacılar murisi ... tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; muhdesat tespiti isteğine ilişkindir.
22/12/1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçlan anlamak gerekir. Muhdesat; yeniden meydana getirilmiş şey demektir.
Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece bir şahsi haktır.
Tespit davaları, kendine özgü davalardan olup, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re’sen gözetilir. Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında; taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
Muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti talebinin niteliğine gelince, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez ve kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Tapu maliki olmayan davacının muhdesatın tespiti isteğine gelince, kural olarak, malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taleple bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Kamulaştırma ve kentsel dönüşümle ilgili durumlarda muhdesatın tespiti davasının, muhdesatı meydana getiren üçüncü kişi tarafından da açılması mümkündür.
Somut olaya gelince; her ne kadar Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacılar tarafından aidiyetinin tespiti istenen dava konusu kavak ağaçlarının niteliği itibariyle, belli bir süre arz üzerinde kaldıktan ve belli bir büyüme süresine geldikten sonra kesilecek ağaç türlerinden olduğu, ticari maksatla dikilen ve olgunlaştığında yani bir süre sonra kesilip yararlanılmak üzere dikilen kavak ve söğüt gibi ağaçların taşınmazın mütemmim cüzü yani tamamlayıcı parçası niteliğinde kabul edilmediği, 22/12/1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararında ise, muhdesatın, mütemmim cüz niteliğinde olduğu, bir başka deyişle geçici ve taşınabilir olmaması ve taşınmaza sıkı sıkıya bağlı bulunması gerektiğini söylemenin yanlış olmayacağının vurgulandığı, kavak ve söğüt gibi ağaçların ise muhdesat niteliğinde olmadığı, taşınır hükümlerine tabi mal niteliğinde olduğu, bu nedenle sorunun çözümünün TMK"nin 728. ve 729. maddelerinde aranması gerektiği karşısında, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 11.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.