Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/343
Karar No: 2019/445

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/343 Esas 2019/445 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/343 E.  ,  2019/445 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 58-68

    Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ..."ün CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.06.2011 tarihli ve 570-151 sayılı hükmünün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 23.12.2013 tarih ve 24307-11658 sayı ile;
    "Olay ve yakalama tutanağı içeriğine, duruşmada dinlenen tutanak düzenleyicilerinin anlatımlarına göre sanığın atılı suçtan mahkumiyeti gerektiği gözetilmeden, beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 26.02.2016 tarih ve 58-68 sayı ile;
    "...Sanık hakkında yapılan yargılama sırasında, soruşturma aşamasındaki delillerle kovuşturma aşamasında mahkememizce toplanılan delillerin birlikte değerlendirildiği, olayın dayanağı olan ve hakkında ayrıca Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/1257 esasında kayıtlı dosyada yargılama yürütülen ... isimli dosya tanığının soruşturma aşamasında 22.09.2008 tarihli müdafi huzurunda emniyette şüpheli olarak verdiği ifade de dahi dosya sanığı ..."den uyuşturucu almadığını belirttiği ve bu ifadesini tüm aşamalarda tekrar ettiği, polisler tarafından uyuşturucu maddeyi bu kişiden alma konusunda talepte bulunulduğu hâlde sanıktan uyuşturucu madde aldığına dair hiç bir aşamada beyanının bulunmadığı, sanıktan olay sonrası herhangi bir uyuşturucu maddenin ele geçirilmediği, tutanak tanıklarının uyuşturucu madde alış verişinden şüphelenmelerinin bu kapsamda somut bir veriye dayanmadığı, her hâlükârda şüpheli durumun sanık lehine değerlendirilmesinin gerekeceği, tutanak tanıklarının olay nedeniyle tanzim ettikleri tutanakların aksine başka bir yönde ifade vermelerinin de doğuracağı hukuki ve cezai sonuçlar açısından mümkün olamayacağı, böylece Mahkememizin bozma ilamına konu karar yerinde deliller üzerinde yaptığı değerlendirmenin oluşa, usul ve esasa uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2012/24307 esas ve 2013/11658 karar nolu ilamına karşı direnilmesi, sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde sattığına dair atılı suçu işlediğini gösterir veya kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurduğuna dair somut ve şüpheden uzak mahkûmiyetini gerektirecek düzeyde ve nitelikte kesin delil bulunmadığı" şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükmün de, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2016 tarihli ve 237681 sayılı "bozma" istemli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1277-1134 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 14.03.2017 tarih ve 29-1009 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı bulunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    22.09.2008 tarihli tutanağa göre; Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı güven timi ekiplerince 22.09.2008 tarihinde saat 16.00 sıralarında İkitelli Atatürk Mahallesi, Aşık Veysel Caddesinde bulunan İstanbul Düğün Salonu yanında ve çevresinde gerçekleştirilen devriye görevi sırasında, durumlarından şüphelenilen tanık ... ile sanık ..."ün takip edilmeye başlanıldığı, bir süre sonra düğün salonunun yanındaki tenha alanda duran şahıslardan tanık..."ın sağ cebinden çıkardığı kırmızı renkli parayı sanık ..."e, sanık ..."in de beyaz peçeteye sarılı hâldeki bir maddeyi tanık..."a verdiğinin, adı geçen tanığın da söz konusu maddeyi sağ cebine koyduğunun görüldüğü, görevlilerce tanık ile sanığın yanına gidilip polis olduğunun söylenilmesi üzerine kaçmaya başlayan sanık ..."in cep telefonu ile tanık..."dan aldığı iki adet 10 TL"yi yere attığı, adı geçenin yaklaşık beş yüz metre sonra yakalandığı, görevlilere direnen sanık ..."in yere yatırılıp, elleri kelepçelenmek suretiyle etkisiz hâle getirildiği, ardından şahısların yapılan üst aramalarında tanık..."ın sağ cebinde ikisi beyaz peçeteye, biri alüminyum folyoya sarılı olmak üzere toplam (3) paket uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, sanık ..."in üstünde ise suç unsuruna rastlanılmadığı, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma, tanık... hakkında ise kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından işlem yapılması talimatının alındığı,
    İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 26.09.2008 tarihli raporuna göre; (3) paket hâlinde ele geçirilen 4,4 gram ağırlığındaki maddenin kenevir olduğu ve söz konusu maddeden net 1,12 gram esrar elde edilebileceği,
    Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hakkında soruşturma evresinde ayırma kararı verilen tanık... hakkında, Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 25.02.2011 tarih ve 1257-117 sayı ile beraat kararı verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Tanık ... şüpheli sıfatıyla müdafisi huzurunda kollukta; olay tarihinde Atatürk Mahallesinde bulunan boş arsada oturmakta olan soy isimlerini bilmediği arkadaşları İbrahim ve Ayhan"ı görüp yanlarına gittiğini, bu sırada tanımadığı iki şahsın da adı geçenlerle birlikte oturduğunu fark ettiğini, bir süre sonra arkadaşlarından birisinin sardığı sigarayı birlikte içtiklerini, ardından İbrahim"in “Abi sana para verecek, git bu parayla bize esrar al”, tanımadığı şahıslardan bir tanesinin ise “Ben polisim, bizimle işbirliği yapacaksın, sana verdiğimiz parayı oradaki satıcıya vereceksin, biz o şahsı yakalayacağız, daha sonra sen olay dışında kalacaksın” dediklerini, bunun üzerine açık kimlik bilgilerini emniyette öğrendiği sanığın yanına gidip arkadaşı olan...isimli şahsı sorduğunu, sanığın “Bu akşam askere gidecek” şeklinde cevap vermesinden sonra aldığı parayı sanığa verdiğini, tam bu esnada yanlarına polislerin geldiğini, görevlileri fark eden sanığın kaçmaya başladığını, ancak kısa bir süre sonra yakalandığını, sanıktan uyuşturucu madde almadığı gibi üzerinde herhangi bir madde de çıkmadığını, tanık sıfatıyla sorguda; uyuşturucu madde kullandığını, olay günü yanına gelen görevlilerin “Bizimle işbirliği yapacaksın, git ona 20 TL ver, uyuşturucuyu ondan almış gibi göstereceğiz” dediklerini, kabul etmemesi üzerine kendisini darp ettiklerini, buna ilişkin doktor raporunun bulunduğunu, kollukta alınan ifadesini kabul etmediğini, sanıktan uyuşturucu madde satın almadığını, kollukta sanığa para vermediğini söylemesine rağmen, polislerin ifadesine ilişkin tutanağı para verdiği şeklinde düzenlediklerini, mahkemede; geçmişte birkaç kez esrar içtiğini, ancak şu an uyuşturucu madde kullanmadığını, olay tarihinde uyuşturucu madde içen arkadaşları İbrahim ile Özer"i görüp yanlarına gittiğini, bu sırada sivil polislerin gelip kendisini yakaladıklarını, uyuşturucu madde kullanmadığını söylemesine rağmen görevlilerin kendisini uyuşturucu madde satıcısı olarak tanıtacaklarını söyleyip işbirliğine zorladıklarını ve darp ettiklerini, bunun üzerine polislerin verdiği 20 TL’yi alıp kendisine gösterilen sanığın yanına gittiğini, sanığa “Sende mal varmış” dediğinde, “Öyle bir şey yok, seni kim yolladı” şeklinde cevap verdiğini, parayı sanığa veremeden görevlilerin yanlarına geldiklerini, üzerinde uyuşturucu madde ele geçmediğini, kollukta alınan ifadesi okunduğunda; mahkemedeki beyanlarının doğru olduğunu, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yargılandığı Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesindeki savunmasında ise; kolluktaki ifadesini polislerin baskısıyla verdiğini, suçlamaları kabul etmediğini, uyuşturucu madde kullanmadığını,
    Tutanak düzenleyici tanık...mahkemede; olay tarihinde güven timi olarak devriye görevini gerçekleştirdikleri sırada, kendilerine verilen bilgi üzerine sanık ile tanığı takip etmeye başladıklarını, uyuşturucu madde satıcısı olarak sanığın isminin bildirildiğini, sanığın tanık...’a uyuşturucu madde vermesinden ve alışverişin tamamlanmasından sonra olaya müdahale ettiklerini, polis olduklarını söylemelerine rağmen sanığın kaçtığını, kaçarken de elindeki paraları yere attığını, tutanak düzenleyici tanık Kemal’in sanığı yakaladığını, altında imzası bulunan olay tutanağının doğru olduğunu,
    Tutanak düzenleyici tanık Kemal Karaaslan mahkemede; üzerinden zaman geçtiği için olayı genel hatlarıyla hatırladığını, uyuşturucu madde sattığını öğrendikleri sanığı suçüstü yakaladıklarını, ayrıca tanık... hakkında da işlem yaptıklarını, altında imzası bulunan olay tutanağının doğru olduğunu,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... kollukta; olay tarihinde Atatürk Mahallesi, Aşık Veysel Caddesindeki bilardo salonunda bulunduğunu, bir süre sonra buradan çıkıp cadde üzerinde beklediği sırada yanına açık kimlik bilgilerini emniyette öğrendiği tanık..."ın gelip arkadaşı olan...isimli şahsı sorduğunu, tanık..."a, arkadaşı olan Ersan"ın saat 20.00"de hareket edecek otobüs ile askere gideceğini söylediğini, bunun üzerine adı geçen tanığın uzaklaştığını, ardından yanına gelen sakallı bir şahsın “Dur, kaçma, sıkarım” dediğini, kız kaçırma olayı nedeniyle hasımları bulunduğunu ve söz konusu kişiyi de hasmı sandığı için kaçmaya başladığını, kendisini kovalayan şahsın “Ben polisim” demesi üzerine durup yere yattığını, tanık..."a uyuşturucu madde satmadığını, adı geçen tanıktan para almadığını, görevlilerin kendisini neden yakaladıklarını bilmediğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini, sorguda; polislerin kendisini darp ettiklerini, tanık..."a uyuşturucu madde satmadığını, olay tarihinden bir hafta önce de slogan attığı iddiasıyla yaklaşık altmış kişinin kendisine saldırdığını, sakallı olan polise benzeyen şahsın da saldırıyı gerçekleştirenlerin arasında bulunduğunu, mahkemede; uyuşturucu madde kullanmadığını, tanık...’ı tanımadığını, kendisinin ve adı geçen tanığın üzerinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçmediğini, emniyete götürüldüğünde üzerinde 350 TL bulunduğunu, emniyette tanık...’ın başka bir yere götürülmesinden sonra görevlilerin uyuşturucu madde ile 20 TL getirdiklerini, söz konusu paranın kendisinden elde edildiğini göstermeye çalıştıklarını, sorgu için mahkemeye götürüldüğü sırada tanık...’ın, kendisinden uyuşturucu madde satın aldığını söylemek zorunda kaldığını beyan ettiğini, korktuğu için polislerden kaçtığını, soruşturma evresindeki ifadelerinin doğru olduğunu, yokluğunda yapılan işlemlere bir itirazının bulunmadığını, ancak aleyhine olan tanık beyanlarını kabul etmediğini, bozmadan sonra ise; olay tarihinde esrar kullandığını, tanık...’ın mahkemedeki beyanlarının dikkate alınmasını talep ettiğini, adı geçen tanığın kendisine arkadaşı olan Ersan’ı sormasına rağmen, emniyette uyuşturucu madde aldığı yönünde açıklama yapmış olabileceğini savunmuştur.
    5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 3. fıkrası;
    “(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir.
    Bu fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşabilmesi için maddede belirtilen seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı güven timlerinin 22.09.2008 tarihinde saat 16.00 sıralarında Atatürk Mahallesi, Aşık Veysel Caddesinde bulunan İstanbul Düğün Salonu yanında ve çevresinde gerçekleştirdikleri devriye görevi sırasında, durumlarından şüphelenilen tanık ... ile sanık ..."ü takibe aldıkları, bir süre sonra düğün salonunun yanındaki tenha alanda duran şahıslardan tanık..."ın sağ cebinden çıkardığı parayı sanık ..."e, sanık ..."in de beyaz peçeteye sarılı hâldeki uyuşturucu maddeyi tanık..."a verdiğinin, adı geçen tanığın söz konusu maddeyi sağ cebine koyduğunun görevlilerce görüldüğü, tanık ile sanığın yanına gidilip polis olduğunun söylenilmesi üzerine sanık ..."in kaçmaya başladığı, kaçarken cep telefonu ile tanık..."dan aldığı iki adet 10 TL"yi yere atması sonrasında kovalamaca sonucu yakalandığı, görevlilere direnen sanık ..."in kelepçe takılmak suretiyle etkisiz hâle getirildiği, ardından tanık..."ın yapılan üst aramasında sağ cebinde bulunan ikisi beyaz peçeteye, biri alüminyum folyoya sarılı şekildeki uyuşturucu maddenin ele geçirildiği olayda;
    Kolluk görevlilerinin, devriye görevlerinin ifası sırasında durumundan şüphelendikleri tanık... ile sanık ...’i görüp takibe almaları, düğün salonunun yanında bulunan tenha bir yere gelmelerinin ardından tanık...’ın sanık ...’e para, sanığın ise tanığa beyaz peçeteye sarılı bir madde verdiğinin, tanığın aldığı maddeyi sağ cebine koyduğunun görülüp adı geçenlere müdahale etmeleri, kaçmaya çalışan sanık ..."in tanık...’dan aldığı parayı yere atması, sağ cebine beyaz peçeteye sarılı bir madde koyduğu görülen tanık...’ın kesintisiz takip üzerine yakalanması sonrasında yapılan üst aramasında olay tutanağında belirtildiği şekilde suç konusu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesi, tanık olarak dinlenilen tutanak düzenleyicilerinin de olay tutanağı içeriğinin doğru olduğunu ve tanık ile sanığın arasında uyuşturucu alışverişinin gerçekleşmesi sonrasında müdahale ettiklerini beyan etmeleri, sanık ile tanığın aşamalarda değişiklik gösteren ve birbirleri ile çelişen savunmalarda bulunmaları karşısında; tanık...’a suç konusu uyuşturucu maddeleri sattığı anlaşılan sanık ..."in suç ve cezadan kurtulmaya yönelik olan savunmalarına itibar edilemeyeceğinin, olay tutanağı içeriği ile tutanak düzenleyici tanıkların beyanlarına üstünlük tanınması gerektiğinin ve sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu üyesi; direnme kararına konu hükmün isabetli olduğu ve beraat hükmünün onanması gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.02.2016 tarihli ve 58-68 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyeti yerine beratine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.05.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi