Esas No: 2020/7866
Karar No: 2022/4626
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7866 Esas 2022/4626 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın reddedilmesi sonucunda yapılan temyiz başvurusu, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından incelenmiştir. Davacı vekili, Enerji Nakil Projesi kapsamında meydana gelen hırsızlık olayına ilişkin poliçe kapsamında yapılan başvurusun reddedilmesinin yanlış olduğunu iddia etmiştir. Ancak, mahkeme tüm itirazların usul ve yasaya uygun olmadığına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde belirtilen kanun maddeleri ise TTK’nın 1449. maddesi, Genel Şartların A.3. maddesi ve A.2 maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE
Taraflar arasındaki davada Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti'nce verilen 17.01.2018 gün ve 2018/İHK-448 sayılı karar, duruşmalı olarak davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, saklanmak üzere tevdi edildiği İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, duruşma için belirlenen 07.06.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı/ başvuran vekili, Enerji Nakil Projesi kapsamında 20.12.2016- 18.06.2017 dönemini kapsayan İnşaat All Risk Sigorta Poliçesinin taraflar arasında aktedildiğini, inşaatın ana santral ile belli bir uzaklıktaki birden fazla elektrik dağıtım merkezinden oluştuğunu, merkez binasının çelik kapısının asma kilitlerden korunduğunu, pencerede demir parmaklıkların bulunduğunu, elektrik dağıtım merkezlerinin birinde pencere demir parmaklığının kesilmesi suretiyle gerçekleştirilen hırsızlık sonucu bir kısım emtianın çalındığını, demirin kesildiği gözetildiğinde tel örgülerin evleviyetle kesileceği, başvuranın tel örgüden daha güvenli koruma için çelik kapı, asma kilit, demir korkuluk önlemlerine başvurmak suretiyle sözleşmede öngörülenden daha etkili koruma sağladığını, ana şantiyede tel örgüler olup sürekli bekçilerle korunduğunu, dağıtım merkezlerine ise gün içinde araçlarla devriye atıldığını, sözleşmenin aktinin sigortacı açısından teminata ilişkin ön koşulların varlığını kabul ettiği anlamına geldiğini, beyan yükümü ihlalinin bulunmadığını, primin alınması ile malzemelere teminat verilmiş olduğunu, TTK’nın 1449. maddesinde öngörülen bir aylık hak düşürücü süre içinde sözleşmeyi feshetmeyen sigorta şirketinin tazminat ödeme borcunun devam ettiğini, inşaat malzemeleri için özel güvenlik önlemleri alınması şartıyla teminat verileceğini söylemenin Genel Şartların A.3. maddesinin sigortalı aleyhine değiştirilmesi anlamına geldiğinden dinlenemeyeceğini, zararın montaj işleminden değil montajı yapılmış hücrelerdeki malzemenin çalınmasından doğduğunu, kesilen demir parmaklıkların ucunun paslı olmasının olayın çok önceden meydana geldiğini göstermeyeceğini, demirin çok çabuk paslanabildiğini ileri sürerek 128.821,91 TL’nin 09.03.2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı/ aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulan vekili, ekspertiz raporunda “demir korkuluklar üzerindeki detaylı incelemede kesik uçların paslandıklarının ve hasarın önceden gerçekleştiğinin anlaşıldığı, hasarın beyan edilen tarihten önce gerçekleştiği kanısına varıldığı, şantiye sahasının çit veya panel ile çevrilmemesi ve 24 saat bekçi bulunmaması, hasara konu kıymetlerin de poliçe tanziminden önce yapıldığının anlaşıldığı nedenleriyle hasarın teminat harici kaldığı” yönünde kanaate varıldığını, ihbar saatinden sadece 40 dakika sonra mahalline intikal eden Jandarma görevlilerince düzenlenen inceleme tutanağından da hasarın 15.02.2017 tarihinden önce meydana geldiğinin anlaşıldığını, hasarın gerek poliçe tanzimi, gerekse prim peşinatı ödemesi öncesinde gerçekleşmesinden müvekkilinin sorumluluğunun başlamadığını, teminatın geçerliliği için poliçede öngörülen güvenlik önlemlerinin alınmaması sonucu da teminat kapsamı dışında kaldığını, poliçenin 20.01.2017 tarihinde tanzim edildiğini, her ne kadar poliçenin başlangıç tarihi 20.12.2016 tarihi olarak düzenlenmişse de poliçenin 9. sayfasında tanzim tarihine kadar yapılan işler ve bu işlerden kaynaklanacak tüm zararların teminat harici olduğunun düzenlendiğini, prim peşinatının bildirilen riziko tarihinden 13 gün sonra 28.02.2017 tarihinde ödendiğini, poliçenin özel şartlarına göre hırsızlık riskinin inşaat sahası çevresinin minimum 2 metre tel/ çit ve/veya panel ile kapatılmış olması, malzemenin kilitli depolarda ve 24 saat bekçi gözetiminde bulundurulması ön şartı ile temin edildiğini, Genel Şartların A.2 maddesine göre muhafaza için özel hükümler konulabileceğini savunarak başvurunun reddini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, poliçenin başlangıç tarihi 20.12.2016 ise de ilk peşinatın 28.02.2017 tarihinde yatırıldığı, sigortacının sorumluluğunun başlamadığı, binanın bahçe duvarı, tel örgüsü vb. çevre korumasının olmadığı, çit veya panelle çevrilmediği, 24 saat bekçi bulundurulmadığı, poliçedeki şartın yerine getirilmediği, rizikonun teminat dahilinde kalmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.
Davacı/ başvuran vekilinin itirazı üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, hırsızlık hadisesinin yaşandığı binanın etrafında iki metre yüksekliğinde tel çit veya panel bulunmadığı, binanın 24 saat bekçi gözetiminde tutulmadığı, poliçenin buna ilişkin şartlarının yerine getirilmediği, başvurunun reddi bu bakımdan yerinde olduğundan diğer itiraz sebeplerinin değerlendirilmediği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacı/ başvuran vekili, kararı temyiz etmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 44,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.