11. Hukuk Dairesi 2017/5151 E. , 2019/1832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/12/2016 tarih ve 2015/512 E. - 2016/596 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/09/2017 tarih ve 2017/704-2017/769 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Oiltanking" ibaresinin 39, 42. sınıflarda yer alan emtialar bakımından tescili için davalı TPMK’ne başvurduğunu, 2014/102691 kod numarası verilen başvurunun davalı ..."nin 2015-M-10031 sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 7/1-a-c madde ve bentleri uyarınca kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin petrol ürünleri, kimyasallar, gazlar için bağımsız olarak depolama alanı sağlayan ve bu alanda halihazırda ikinci sırada yer alan, 22 ülkede 73 istasyon sahibi bir petrol şirketi olduğunu ve "OILTANKING" markasının yaratıcısı ve gerçek hak sahibi bulunduğunu, Paris Sözleşmesi’nin 4. mükerrer 6. maddesine göre usulüne uygun olarak sözleşmeye dahil ülkelerden birinde tescil edilmiş olan markaların diğer ülkelerde de aynen korunacağını, TPMK’nın 39 ve 42. sınıfların bir kısmı açısından ret kararı verirken, aynı nitelikte diğer bir kısım emtia için red kararı vermemesinin çelişkili olduğunu, "Oiltanking" markasının menşe ülkesi ... ile sınırlı kalmayarak ulusal ve uluslararası birçok kuruluş nezdinde 1, 4, 6, 12, 16, 35, 37, 39, 42. sınıflarda tescil edilip, müvekkili ile ilişkilendirilen kalite sembolü haline geldiğini ileri sürerek davalı ... ve Marka Kurumu ..."nın anılan kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve Marka Kurumu vekili, davacının petrol ürünleri, kimyasallar ve gazlar için depolama hizmeti sunan bir firma olduğunu, faaliyet alanlarından birisinin de petrolün depolanması hizmeti olması karşısında “Oiltanking” kavramının marka olarak tescilinin mümkün olmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK"nın 7/1-a maddesi şartlarının bulunmadığı, 7/1-c maddesinin şartlarının bulunduğu, “Oiltanking” markasının redde konu emtialar açısından Paris Sözleşmesi’nin 6. maddesinin 4. mükerrer A/i fıkrası uyarınca tescil edilmesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı Kurum ..."nın 2015-M-10031 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı ... ve Marka Kurumu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı ... ve Marka Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 39. ve 42. sınıf hizmetler yönünden "OILTANKING" ibareli marka başvurusunun reddine yönelik ... kararının iptaline karar verilmiş ise de, bilirkişi heyeti içerisinde petrol ürünleri ve depolanması sektöründe uzman bir bilirkişinin bulunmadığı ve bu nedenle davacının talebine konu hizmetler yönünden sektörel bir değerlendirme yapılamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davaya konu 39. ve 42. sınıf hizmetler yönünden ortalama tüketici kullanıcı kitlesinin kimler olduğu halkın geneline göre bilinç ve eğitim düzeylerinin yüksek olup olmadığı ve dava konusu olan “Oiltanking” ibaresini sektörel olarak tanımlayıcı olarak görüp görmeyeceği hususunda içlerinde sektörel bilirkişinin de bulunduğu yeni bir heyetten hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak değerlendirme yapılması gerekirken tamamı alan dışı bilirkişilerden alınan ve yetersiz bilirkişi raporuna istinaden yerinde olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle davalı vekili yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.