7. Hukuk Dairesi 2015/7034 E. , 2016/5931 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Belediyenin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde şoför olarak çalıştığını, sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, muvazaa nedeniyle davalı şirketler yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı biçimde kurulması halinde iş akdinin feshi sonucuna bağlı olarak doğan alacaklarından muvazaalı işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişi gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
Ayrıca muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez.
13/07/2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5393 sayılı Belediye Kanunu 67. maddesi ile belediyelerin asıl işlerini (temizlik işleri, park-bahçe işleri gibi) alt işverenlere verebileceği düzenlemiştir. Davacı bu hüküm yürürlüğe girmeden önce, 19/07/2004 tarihinde davalı Belediyede temizlik işinde çalışmaya başlamıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında taraflar arasındaki sözleşme muvazaalı olarak kabul edilse dahi, muvazaalı işlemin tarafı olan 3. kişi muvazaalı işlemin sonuçlarından sorumludur. Bu husus gözönüne alınarak davalı alt işverenlerin kendi aralarında işyeri devri kurallarına bağlı kalınarak davacı işçiyi çalıştırdıkları dönem ve ücret seviyesi belirlenerek hesaplanan alacaklardan davalı ... ile sorumlu tutulmaması hatalı olup davacının temyizi yok ise de bu husus davalı Belediyenin hak alanını ilgilendirdiğinden değerlendirilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Bu husus gözönüne alınarak davalı alt işverenlerin kendi aralarında işyeri devri kurallarına bağlı kalınarak davacı işçiyi çalıştırdıkları dönem ve ücret seviyesi belirlenerek hesaplanan alacaklardan davalı ... ile sorumlu tutulmaları gereklidir. Davacının bu konuda temyizi yok ise de bu husus davalı Belediyenin hak alanını ilgilendirdiğinden değerlendirilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağına uygulanacak faiz konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesine göre ödenmesi gereken ihbar tazminatında faize hak kazanabilmek için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Bununla birlikte bireysel ya da toplu iş sözleşmesiyle, iş sözleşmesinin feshi halinde ihbar tazminatının ödeme zamanıyla ilgili olarak açık bir hükme yer verilmişse, belirlenen ödeme tarihi faiz başlangıcı olarak esas alınır.
İhbar tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz oranı değişen oranlara göre yasal faiz olmalıdır. Bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde faklı bir faiz türü öngörülmüşse, yasal faizin altında olmamak kaydıyla kararlaştırılan faiz uygulanır
4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde ise, iş sözleşmesinin feshi halinde kullanılmayan izin sürelerine ait ücretlerin, son ücret üzerinden ödenmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Ancak, Yasada izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur. Bununla birlikte, faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir.
Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır.
Somut olayda Davacı ıslah dilekçesinde ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğinden, bu alacaklar için mevduat faizini geçmemek üzere yasal faize hükmedilmesi gerekirken doğrudan yasal faize hükmedilmesi de hatalı olup bir başka bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Belediyeye iadesine, 09/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.