Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/278
Karar No: 2008/2775
Karar Tarihi: 05.03.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/278 Esas 2008/2775 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/278 E.  ,  2008/2775 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : PINARHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/06/2007
    NUMARASI : 2007/31-2007/34

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı, adına kayıtlı 41 parsel sayılı taşınmazın 1 nolu bağımsız bölümünün 1/2 payını davalı eşine, "terk ederim" tehdidi ve yanıltması üzerine evliliği kurtarmak amacıyla bedelsiz olarak temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptalini ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, iddianın doğru olmadığını, davanın yazılı delille kanıtlanması gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, yazılı delille kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

                                                                                 -KARAR-

    Dava, hile ve tehdit hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı tarafından, çekişme konusu 41 parsel 1 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının 28.10.2005 tarihli akitle satış suretiyle davalı eşine temlik edildiği, bu temlikin davalının hile ve tehditleri nedeniyle bedelsiz olarak yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı, mahkemece de iddianın yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
    Hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. Borçlar Kanununun 28/1 maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Diğer taraftan, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. Borçlar Kanununun 30.maddelerinde belirtildiği üzere, ikrahtan söz edilebilmesi için tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, ikraha maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir. Hemen belirtmek gerekir ki iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için yerine getirilen edim ayni bir istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tesçil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.
    Somut olaya gelince; yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında tapuda yapılan resmi devirlerle ilgili hile ve ikrah iddialarının haksız fiil teşkil ettiğinden tanık dahil her türlü delille ispatı olanaklıdır. Bu durumda tarafların varsa tanık dâhil tüm delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, olayın niteliği nedeniyle tanık dinlenemeyeceğinden ve iddianın yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğinden bahisle davanın reddedilmesi doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi gereğince HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi