Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7397
Karar No: 2012/3431
Karar Tarihi: 26.04.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7397 Esas 2012/3431 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/7397 E.  ,  2012/3431 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine, Çarıklar Belediye Başkanlığı ve müdahil Özcan Yılmaz aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.07.2011 gün ve 446/583 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KA R A R

    Davacı ... dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını bildirdiği yaklaşık bir parça taşınmazın 1969 yılından beri zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili; taşınmazın taşlık, tepelik yer olup ancak imar- ihya ile kazanılabileceğinden, koşulları bulunmadığı takdirde davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini savunmuş, davalı ... Başkanlığı cevap vermediği gibi yargılama oturumlarına iştirak etmemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile teknik bilirkişinin 24.05.2010 tarihli raporuna ek krokide A harfi ile gösterilen 5.334,32 m2"lik yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, Anamur Kadastro Müdürlüğünün 01.11.2010 tarih ve 2700 sayılı karşılık yazılarında belirtildiği üzere 1971 yılında 766 sayılı Tapulama Kanununa göre yapılan tapulama çalışmalarında taşlık vasfı ile tespit harici bırakılmıştır. Kural olarak taşlık niteliği ile tapulama harici bırakılan yerlerin imar ve ihyaya muhtaç olduklarının kabulü gerekir. Bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm olumlu koşulların davacı yararına gerçekleşmesi halinde böyle bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya yoluyla edinilmesi mümkündür. 26.04.2010 tarihli keşifte taşınmaz başında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar taşınmazın 35-40 yıldan beri davacının zilyetliğinde olduğunu açıklamış ancak öncesi taşlık olan taşınmazın kim tarafından ne şekilde imar-ihya edildiğini açıklamamış, mahkemece dava konusu taşınmazın tapulu yerlerden olup olmadığı ve davacı adına belgesizden tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı tapu sicil müdürlüğü ve kadastro müdürlüğünden sorulmamış, hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastro tespitinden sonraki, dava tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait (1975-1989 yılları arası) en az iki farklı tarihe ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla üç boyutlu olarak incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde, arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği görülecektir.
    Bu halde mahkemece yapılacak iş; yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar ...nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, dava konusu taşınmazın kim tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, hangi tarihte tamamlandığı ve tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK. nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalıdır. Aynı keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmelidir.
    Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu Kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Davacıya ilişkin olarak Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden zilyetliğe dayanarak tescil davası açıp açmadığı sorulmuş ise de, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulmamıştır. Belgesizden edinilen taşınmazlar olup olmadığının Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulup kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde öngörülen miktar sınırlamalarının aşılıp aşılmadığının gözönünde bulundurulması gerekirken bu yönde bir araştırma yapılmamıştır.
    Bundan ayrı teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle krokide belirtilen taşınmazın tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığı konusunun tescil davasının konusunu tapusuz taşınmazlar oluşturacağından ve çifte tapunun önlenmesi bakımından Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi