8. Hukuk Dairesi 2011/4219 E. , 2012/3430 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri ve ... mirasçıları aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.05.2010 gün ve 93/46 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili ve ... terekesi temsilcisi taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 1942 yılından beri davacının babasının zilyetliğinde bulunan 313 ada 5 parsel sayılı taşınmazı, davacının babasından satın aldığını, satın aldığı tarihten beri zilyetliği altında bulundurduğunu, ancak kadastro çalışmalarında taşınmazın davalılar ... ve ... adına tespit ve tapuya tescil edilmiş iken, aynı ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olmadığı halde davacı adına tespit ve tapuya tescil edildiğini açıklayarak davalılar üzerindeki tapu kaydının iptaline ve davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... 19.04.1994 tarihli yargılama oturumunda 5 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğundan davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Bir kısım davalı ... mirasçısı vekili 22.10.1997 havale tarihli dilekçesinde 313 ada 5 nolu parselin aynı ada 4 nolu parselin miktar fazlası olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın kadastro öncesinde davalıların zilyetliğinde olduğunun tespit bilirkişi ve muhtar beyanı ile sabit olduğunu, davacının herhangi bir hakkı bulunmadığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Birleşen 1995/300 Esas sayılı dosya davacısı ... vekili; ... mirasçıları aleyhine olarak 313 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların ½ payının davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş ise de, her iki taşınmazın 16.03.1945 tarih 11 sıra sayılı tapu kaydında davacı ... adına kayıtlı olduğunu açıklayarak davalı ... mirasçıları üzerindeki ½ payın iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 313 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalıların ibraz ettiği tapu kaydının kapsamında bulunmadığı, davacı ... ve öncesinde miras bırakanlarının zilyetliğinde bulunduğundan davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili ve ... tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 313 ada 5 parsel sayılı taşınmaz 26.06.1978 tarih ve 16 sıra tapu kaydının kadastroda uygulandığı 313 ada 4 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmek üzere Komisyona sunulmuş, komisyonun 12.10.1987 tarihli kararı ile 20 yılı aşkın süredir ... ve Şerife"nin zilyetliğinde bulunduğu gerekçesi ile bu şahıslar adına tespit edilmiş, karar 14.03.1988 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı taşınmazın 1942 yılından beri babasının zilyetliğinde olduğunu ve babasından satın aldığını iddia etmiştir. Ancak keşif mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın 15 yıl öncesine kadar davacının babası Mithat Büyükarmutçu"nun zilyetliğinde olduğunu açıklamış olmalarına rağmen, davacının satın alma iddiasına ve taksim, bağış ve benzeri intikal şekline ilişkin beyanda bulunmamış, mahkemece miras bırakanın başka mirasçısı bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır.
Bu halde taşınmaz miras bırakanın terekesine dahildir. TMK.nun 640/2 ve 702/2 maddelerine göre, mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin terekeye dahil bir malın tapusunun iptaline ve kendi adına tescili isteğine ilişkin dava açması mümkün olmadığı gibi bu yönde bir davaya diğer mirasçıların oluru ile devam edilmesi de mümkün değildir. Somut olayda öncelikle davacının babasına ait veraset belgesinin temini ile davacı dışında başka mirasçıların tespiti halinde yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca taşınmazın davacıya babasından ne şekilde intikal ettiği (satış, bağış, paylaşım vb.) açıklığa çıkarılmalı, davacının babası ile arasında taşınmazın kendisine intikalini sağlayacak satış, bağış vb. hukuki bir ilişkinin bulunamaması halinde dava şartı yokluğundan davanın reddine, bu yönde intikali sağlayan hukuki bir ilişkinin varlığı veya davacının miras bırakanın tek mirasçısı olması halinde ise davanın şimdiki gibi kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, mahkemece birleşen dava konusu 313 ada 4 parsel hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olaması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile ... tereke temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, istekleri halinde 148,50 TL peşin harcın davalılardan ... mirasçılarına ve 18,40 TL peşin harcın da davalı ..."a iadesine 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.