Esas No: 2017/1998
Karar No: 2021/746
Karar Tarihi: 10.06.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1998 Esas 2021/746 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 01.10.2011-01.09.2012 tarihleri arasında 12 aylık apartman aidatını ödemediği için aleyhine icra takibine girişildiğini, ancak davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, eski yönetici olan davalının yöneticilik görevinin 10.01.2010 tarihinde sona erdiğini, ... 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/93 E. sayılı kararına göre ..."ın geçerli yönetici olduğunu, icra takibinin kapsadığı dönemde ..."in kendisine yöneticilik sıfatı biçtiğini, ancak ... 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1228 E. sayılı kararı sonucu ..."in yöneticilik sıfatının iptaline, aidat toplama yetkisinin kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararların kesinleştiğini ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının aynı alacak ile ilgili daha önce ... 18. İcra Dairesinde icra takibi başlattığını, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, 02.09.2012 tarihli genel kurul toplantısı ile ilgili müvekkiline hiçbir davet ve tebligat yapılmadığını, müvekkilinin 10.01.2010 tarihinden itibaren apartman aidatlarını düzenli olarak yönetici ..."e ödediğini, dekontların ekte sunulduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, 10.01.2010 tarihli olağanüstü toplantıdan sonra ... Apartmanı’nda iki başlı yönetim oluştuğunu, davacının kendisine aidat ödemeyen 36 kat maliki aleyhine icra takibinde bulunduğunu ve itirazlar üzerine 16 adet itirazın iptali davası açtığını, bu davalardan iki tanesinin müvekkili aleyhine açıldığını, ..."ın 10.01.2010 tarihinden beri yönetici olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.12.2013 tarihli ve 2013/189 E. 2013/1160 K. sayılı kararı ile; cevap dilekçesinde bahsedilen ... 20. İcra Dairesinin 2012/11405 E. sayılı dosyası ile 3200TL asıl, 2212,11TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5412,11TL aidat alacağı için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlu ...’in ..."ın 10.01.2010 tarihinden itibaren yönetici sıfatının kalktığından ve borcunu yönetici ..."e muntazam olarak ödediğinden bahisle icra takibine itiraz ettiği, her iki icra takibini ...’ın kendi adına başlattığı, her iki icra takibinde vekaletnamede avukata “kendi adına asaleten ... apartmanı yönetimi adına temsile yetkili yönetici ...” olarak verildiği, vekaletnamenin dayanağının ... 18. Noterliğinden tasdikli karar defterinin 05.09.2011 tarihli ve 28 numaralı kararı olduğu, icra takibinin ve itirazın iptali davası nedeniyle sunulan vekaletnamenin dayanağı 05.09.2011 tarihli ve 28 nolu kararın tek başına yönetici ... tarafından verildiği, karar metninde “...07.08.2011 tarihinde yapılan ... Apartmanı kat malikleri olağan kurulunda, apartman aidat borçlarını iki ay ve daha fazlasını ödemeyen apartman sakinlerinin aidat borçlarının icra yolu ile tahsil edilmesi hususu 2011/26 numaralı karar ile kabul görmüştür. İş bu karar gereğince ... Apartmanı adına yürütülecek dava ve icra takipleri nedeniyle Av. ..., Av. ... ve Av. ..."ın görevlendirmeleri ile bu nedenle kendilerine vekaletname verilmesi kararlaştırılmıştır.” şeklinde ifade bulunduğu, icra takiplerini ... adına vekili başlatmış iken iş bu itirazın iptali davasını ... Apartmanı adına ... vekilinin açtığı, ...’in 10.01.2010 tarihinde apartman yöneticiliğine seçildiği, ...’in yöneticiliği devam ederken 17.10.2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında ...’ın yönetici seçildiği, ...’ın 07.08.2011 tarihli olağan genel kurul toplantısında tekrar yönetici seçildiği, ...’ın yöneticiliği devam ederken 21.09.2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında bu defa ...’in yönetici seçildiği, dava ve takip tarihi itibari ile ...’ın ... Apartmanı’nın yöneticisi olduğu, ancak yönetim tarafından davalı ... aleyhine açılmış bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle konusu olmayan iş bu itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince 03.07.2014 tarihli ve 2014/5424 E. 2014/11947 K. sayılı kararı ile; “…Dava, davalıya ait bağımsız bölümün 01/10/2011 ila 01/09/2012 arası 12 aylık apartman aidatı alacağı için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali ile %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece apartman yönetimi tarafından yapılmış icra takibi olmadığı gerekçesi ile konusuz davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava apartman aidat borcunun tahsili amacıyla yürütülen icra takibinin iptali istemine ilişkin olup, icra takip dosyasındaki takibi yapan avukata verilen vekaletnamede yönetici ... tarafından yönetici sıfatıyla vekalet verildiği, istenilen alacağın 01.10.2011 ila 01/09/2012 arası ... Apartmanı ödenmeyen aidat alacaklarına ilişkin olduğu, eldeki davanın ise yönetici sıfatıyla açıldığı anlaşılmıştır. Kat Mülkiyeti Yasasının 35. maddesinin (i) bendi gereğince "Kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmeyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması" yöneticinin görevleri arasında sayıldığı, verilen vekaletnamenin yönetici sıfatıyla düzenlendiği, vekil tarafından yöneticinin adı gösterilerek aidatların icraen tahsili istendiği, itiraz üzerine ise yönetici sıfatıyla itirazın iptali talep edildiği anlaşılmıştır. Buna göre mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.10.2014 tarihli ve 2014/817 E. 2014/939 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelere ek olarak; Yargıtay bozma kararında "...verilen vekaletnamenin yönetici sıfatı ile düzenlendiği…” hususuna yer verilmiş ise de ...’ın vekaleti kendi adına asaleten ve yönetim adına verdiği, vekaletnamenin sadece yönetim tarafından verilmediği, ..."ın vekilinin kendi adına verdiği vekalete dayalı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davasının yönetimin açmasının mümkün olmadığı, icra takibini kim başlatmış ise itirazın iptali davasını da ancak o kişinin açabileceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; apartman aidat borcunun tahsili amacıyla yürütülen icra takibinin ... tarafından yönetici sıfatıyla başlatılıp başlatılmadığı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece eldeki itirazın iptali davasında işin esasının incelenmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Konunun açıklığa kavuşturulması için öncelikle itirazın iptali davasının hukukî niteliği üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
13. Yalnız para alacakları için öngörülen genel haciz yolu ile takip, alacaklının icra dairesine yapacağı bir takip talebi ile başlar. Takip talebini alan icra dairesi, borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu, borçlu olmadığını süresi içinde icra dairesine bildirerek ödeme emrine itiraz edebilir (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Hukuku, ..., 2017 s. 87 vd.).
14. Borçlu, borcun tamamına itiraz edebileceği gibi, yalnızca bir kısmında da itiraz edebilir. Kısmi itiraz olarak adlandırılan bu durumda itiraz edilen borç kesimi için icra takibi duracaktır. Elbette ki borçlunun kabul ettiği miktar için icra takibi durmayacağından; alacaklı, kabul edilen kısım yönünden takibe devam edilmesini isteyebilir. Alacaklı itiraz ile duran takibe ancak itirazın iptali davası ve itirazın kaldırılması yollarına başvurarak devam edebilir.
15. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen ödeme emrine itirazın iptali davası (konusu borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan), bir eda davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş (İİK m. 62) olan takip borçlusuna karşı açılır. Alacaklı davayı kazanırsa (yani, mahkeme borçlunun borçlu olduğu kanısına varırsa), mahkeme, borçlunun itirazının iptaline karar verir; işte bundan dolayı, bu davaya itirazın iptali davası denir (Kuru, s.107).
16. İİK m. 68-68/a"daki yazılı belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı, itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek (yani, itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek) için, yalnız itirazın iptali davası yoluna başvurabilir; icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez. Buna karşılık alacağı m.68-68/a"daki yazılı belgelerden birine bağlı olan alacaklı, itirazın iptali için mahkemede dava açmak (İİK m. 67) veya itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmak (İİK m. 68-68/a) hususunda, bir seçim hakkına sahiptir (Kuru, s.107 ).
17. O hâlde İİK’nın 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davasının açılabilmesi için ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, alacaklının, itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmaması, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren bir yıl içinde alacaklının mahkemeye başvurmuş olması gerekmektedir.
18. Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş (veya süresi geçtikten sonra itiraz etmiş, itiraz geçersiz bulunmuş) ve bu nedenle ilamsız icra takibi kesinleşmiş ise alacaklının artık itirazın iptali davası açmakta hukukî yararı yoktur. İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (Deynekli, A.-Kısa, S: İtirazın İptali Davaları İcra İnkâr ve Kötüniyet Tazminatı, ... 2013 s. 80).
19. Bu aşamada yöneticinin görevlerine de değinmek gerekmektedir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) 35. maddesinde yöneticinin görevleri sayılmıştır. Anılan madde hükmü “Yöneticinin görevleri, yönetim planında belirtilir; yönetim planında aksine hüküm olmadıkça, yönetici aşağıdaki işleri görür:
a) Kat malikleri kurulunca verilen kararların yerine getirilmesi;
b) Anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması;
c) Anagayrimenkulün sigorta ettirilmesi;
d) Anagayrimenkulün genel yönetim işleriyle korunma, onarım, temizlik gibi bakım işleri ve asansör ve kalorifer, sıcak ve soğuk hava işletmesi ve sigorta için yönetim planında gösterilen zamanda, eğer böyle bir zaman gösterilmemişse, her takvim yılının ilk ayı içinde, kat maliklerinden avans olarak münasip miktarda paranın toplanması ve bu avansın harcanıp bitmesi halinde, geri kalan işler için tekrar avans toplanması;
e) Anagayrimenkulün yönetimiyle ilgili diğer bütün ödemelerin kabulü, yönetim dolayısiyle doğan borçların ödenmesi ve kat malikleri tarafından ayrıca yetkili kılınmışsa, bağımsız bölümlere ait kiraların toplanması;
f) Anagayrimenkulün tümünü ilgilendiren tebligatın kabulü;
g) Anagayrimenkulü ilgilendiren bir sürenin geçmesinden veya bir hakkın kaybına meydan vermiyecek gerekli tedbirlerin alınması;
h) Anagayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin, onlar adına, alınması;
i) Kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmiyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması ve kanuni ipotek hakkının kat mülkiyeti kütüğüne tescil ettirilmesi;
j) Topladığı paraları ve avansları yatırmak ve gerektiğinde almak üzere muteber bir bankada kendi adına ve fakat anagayrimenkulün yönetici sıfatı gösterilmek suretiyle, hesap açtırılması;
k) Kat malikleri kurulunun toplantıya çağırılması.
(EKLENMİŞ BENT RGT: 23.04.2015 RG NO: 29335 KANUN NO: 6645/82)
l) Anagayrimenkulde bulunan asansörlerin güvenli bir şekilde işletilmesinin sağlanması amacıyla aylık bakımları ile yıllık kontrollerinin ilgili teknik düzenlemelere uygun şekilde yaptırılması ve bu işlemlere ilişkin ücretlerin ödenmesi.
(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 23.04.2015 RG NO: 29335 KANUN NO: 6645/82) Bu Kanunun 34 üncü maddesinde belirtilen şartları taşımasına rağmen yönetici ataması yapılmayan anagayrimenkulde, birinci fıkrada sayılan işlerin yaptırılmasından kat malikleri müştereken sorumludur…” şeklinde düzenlenmiştir.
20. Esas itibariyle yönetim planında belirtilecek olan görevleri yapacağı bildirilmiş olmakla birlikte yönetici, yönetim planında aksine hüküm olmamak kaydı ile 35. maddede belirtilen görevleri de yerine getirmekle yükümlüdür. Maddede sayılanlar arasında diğerlerine oranla daha önemli ve daha çok uyuşmazlık konusu olan görevler, kat malikleri kurulu kararlarının yerine getirilmesi, anagayrimenkulün bakımı, onarımı, korunması ve bunlarla ilgili tedbirlerin alınması, avans toplanması ve harcanması, icra takibi yapılması ve dava açılması ile kat malikleri kurulunun toplantıya çağrılmasıdır (Pulak, T.M: Açıklamalı-Örnekli-Notlu Kat Mülkiyeti Kanunu, ... 2021, s. 576).
21. KMK’nın 35. maddesinin (i) bendine göre; kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen kat maliklerine karşı icra takibi yapılması ve dava açılması görevinin yerine getirilmesi için ayrıca bir kat malikleri kurulu kararı alınmasına gerek yoktur. Bu bentte sözü edilen ve yöneticinin kat malikleri kurulu kararı alınmasına gerek olmaksızın icra takibi yapmasını ve dava açmasını olanaklı kılan borç ve yükümlülükler, ortak giderler ve bunlarla ilgili avanslar gibi salt parasal borç ve yükümlülüklerdir. Ortak yerlere tecavüz, projeye aykırı değişiklikler gibi kat maliklerinin mülkiyet hakkını doğrudan ilgilendiren hususlarda yöneticinin icra takibi yapma veya dava açma hakkı yoktur (Pulak, s. 577; Germeç, M.E; Kat Mülkiyeti Hukuku, ... 2020, s. 967).
22. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; öncelikle icra takibi ve dava tarihi itibariyle ...’ın ... Apartmanı yöneticisi olduğu hususunda Özel Daire ile mahkeme arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
23. ... 03.12.2012 tarihinde ... 18. İcra Dairesinin 2012/15267 E. sayılı takip dosyası ile ... aleyhine ilamsız takip başlatmış, icra dairesi tarafından düzenlenen örnek 7 nolu ödeme ermininin borçlu ...’e tebliği üzerine, borçlu tarafından takibe itiraz edilmiş ve bunun üzerine ... 18. İcra Dairesince 10.12.2012 tarihli karar ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş ve 22.02.2013 tarihinde eldeki itirazın iptali davası açılmıştır.
24. ... 18. İcra Dairesinin 2012/15267 E. sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; 05.09.2011 tarihli ve 28 nolu karar defterine, apartman aidat borçlarının iki ay veya daha fazla ödemeyen apartman sakinlerinin aidat borçlarının icra yolu ile tahsil edilmesi hususunun ... Apartmanının 07.08.2011 tarihli ve 2011/26 numaralı kararı ile kabul gördüğü dercedilmiş, Av. ..., Av. ... ve Av. ...’a verilen vekaletnamede vekil eden olarak “kendi adına asaleten ... Apartmanı yönetimi adına temsile yetkili yönetici ...” olduğu görülmüş, takip talebinde ve takip talebine uygun ödeme emrinde alacaklı bölümünde “...” isminin yazılı olduğu, borcun sebebi kısmına ise “... Apartmanı ödenmeyen aidat borçlarıdır. Belirtilen tarihlerde ...’in yönetici olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilmiştir” hususu yazılmıştır.
25. Bu nedenle icra takip dosyasındaki takibi yapan Avukata verilen vekaletnamede yönetici ... tarafından yönetici sıfatıyla vekaletname verildiği, vekil tarafından yöneticinin adı gösterilerek aidatların icra kanalı ile tahsilinin istenildiği, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35. maddesinin (i) bendi gereğince "Kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmeyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması"nın yöneticinin görevleri arasında sayıldığı, takip talebinde borcun sebebi olarak 01.10.2011-01.09.2012 tarihleri arası ... Apartmanı ödenmeyen aidat borçlarının gösterildiği, borçlunun ödeme emrine itiraz dilekçesinde uyuşmazlığın tartışma konusu yapılmayıp sadece aidat borcunun bulunmadığına ilişkin açıklamalarda bulunulduğu, ödeme emrine itiraz üzerine ise ... tarafından ... Apartmanı yönetimi adına yönetici sıfatıyla itirazın iptalinin talep edildiği cihetle, mahkemece işin esasına girilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
26. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
27. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.