8. Hukuk Dairesi 2012/2834 E. , 2012/3427 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında görevsizlik nedeniyle reddine dair .. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2010 gün ve 130/123 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; 933 tarih 62 sıra sayısı ile tapuda ... adına kayıtlı bulunan taşınmazın 55 yıl önce davacıların murisi ... tarafından haricen satın alındığını, taşınmazın kaydındaki takyidat nedeniyle resmi satışın yapılamadığını, hal böyle iken ...mirasçılarının vekaletini alan ..."nın taşınmazı tapuda oğlu Mehmet Balta"ya devrettiğini açıklayarak davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Balta vekili 04.01.2007 tarihli dilekçesinde, taşınmaz kayıt maliklerinden yasaya uygun şekilde satın alındığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
... murisi ... tarafından satın alınan 933 ada 62 parsel sayılı taşınmazın kadastroda ... adına tespit ve tapuya tescil edildiğini açıklayarak ... üzerindeki kaydın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece aralarındaki bağlantı nedeniyle davanın eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlendiğinden görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; harici satım ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuk sebebine dayalı olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b, ve 14.maddelerine dayanan mülkiyetin aktırılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. ... tarafından davalı ... aleyhine ilişkin olarak açılan ve eldeki dava ile birleştirilen davada; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmaz hakkında 108 ada 24 parsel sayısı ile 08.08.2008 tarihinde tutanak düzenlendiği ve itirazsız olarak 21.10.2008 tarihinde kesinleştiği saptanmış ise de, asıl davada dava konusu edilen taşınmaz hakkında tutanak düzenlenip düzenlenmediği ve bu taşınmazın birleştirilen davanın konusunu oluşturan 108 ada 24 parsel sayılı taşınmaz olup olmadığı hususunda duraksama oluşmuştur.
Bu halde mahkemece mahallinde yeniden yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklar ...nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, 933 tarih 62 sıra numaralı tapu kaydının uygulanmasına çalışılmalı, dava konusu taşınmaza ilk olarak kimin zilyet olduğu, zilyetliğin kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü hususları sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK. nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı, teknik bilirkişiden keşif konusu taşınmaz hakkında kadastro çalışmalarında tutanak düzenlenip düzenlenmediğini belirlemesi istenmeli, tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmelidir.
Bundan sonra dava konusu iki taşınmazın da 108 ada 24 parsel olduğunun tespit edilmesi halinde; davanın açıldığı 03.08.2006 tarihinden sonra ve karar verilmeden önce 108 ada 24 parsel numarasıyla 08.08.2008 tarihinde kadastro tutanağının düzenlendiği, tutanağın 21.10.2008"de itirazsız olarak kesinleştiği ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi ve Davalı Taşınmaz Mal Tutanaklarının Kadastro Mahkemesine Devri Hakkında Yönetmeliğin 7/e-2 fıkrasındaki; ""Kadastro öncesi davalı olduğu halde, dava listesine dahil edilmemesi veya davalı olduğu mahkemelerce bildirildiği halde bu husus gözönünde bulundurulmayarak tespitleri kesinleştirilen taşınmaz mallar bulunduğu takdirde, devredilmişse Tapu Sicil Müdürlüğünce, devredilmemişse Kadastro Müdürlüğünce ilgili parsel ya da parsellerin tapu kütüğü sahifesinin beyanlar hanesine, tesbitin davalı olması nedeniyle kesinleşmediği yazılarak bu yönetmeliğin 5 ve 6. maddeleri uyarınca işlem yapılır” şeklindeki hüküm uyarınca, Kadastro tesbitinden önce genel mahkemelerde açılan davaların kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğunun kabulüyle mahkemenin şimdiki gibi hüküm kurması gerekmektedir.
Mahkemece, yapılacak araştırmadan sonra, asıl davanın konusunu oluşturan taşınmazın birleşen davanın konusunu oluşturan 108 ada 24 parsel sayılı taşınmazdan farklı bir taşınmaz olduğunun tespiti halinde; asıl dava yönünden, yukarıda belirtilen açıklamalar gözönünde bulundurularak kadastro tutanağının düzenlendiği ve kesinleştiği tarihlere göre değerlendirme yapılarak görevli mahkemenin belirlenmesi, birleşen dava yönünden, dava konusu 108 ada 24 parsele ait tutanağın kesinleşmesiyle kadastro mahkemesinin görevi sona erdiğinden, genel mahkemelerin görevli olduğunun nazara alınması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin göreve ilişkin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.