Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/170
Karar No: 2008/2749
Karar Tarihi: 05.03.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/170 Esas 2008/2749 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/170 E.  ,  2008/2749 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/04/2007
    NUMARASI : 2003/1034-2007/93

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakan A.... P...ın dava konusu taşınmazları kardeşi olan davalıya farklı tarihlerde satış suretiyle devrettiğini, yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, yapılan satış işlemlerinin iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, miras bırakanın sağlığında işlerinin bozulması nedeniyle taşınmazlarını satmak zorunda kaldığını, kendisinin de çekişme konusu taşınmazlarda paydaş olduğu için satın aldığını, davacının da temlik tarihlerinden sonra doğduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... ..... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

                                                                                                                -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakan A...P...ın 7 parsel sayılı taşınmazdaki payını, keza 32 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2, 8, 10 ve 16 nolu bağımsız bölümlerdeki payları ile 492 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 22 nolu bağımsız bölümü değişik tarihlerde kardeşi olan N...’ye; 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını dava dışı S...G....e satış suretiyle temlik ettiği, S....’nın da anılan payları 18.4.1995 tarihinde davalıya aynı nedenle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, miras bırakanın belirtilen taşınmazlarla ilgili olarak yaptığı temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece davanın sübut bulmadığından bahisle reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten de, 32 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 18 nolu bağımsız bölümün davalı Nuriye ile bir mülkiyet ilişkisi bulunmadığı belirlenmek suretiyle mahkemece bu bağımsız bölüm hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu taşınmaz yönünden temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Diğer taşınmazlara yönelik davacının temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinde büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirası bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davalı miras bırakanın kardeşi, davacı ise ilk eşinden olma çocuğu olduğu nüfus kayıtları ile sabittir. Davalı N....nin ev hanımı olduğu, bir gelirinin bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların akitteki değerleri ile keşfen belirlenen gerçek değerleri arasında aşırı fark bulunduğu, her ne kadar davalının eşi varlıklı ise de eşin parasını ödeyerek kendisi adına alması olanaklı iken karısı adına sicil kaydının oluşturulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu tartışmasızdır.
    O halde, anılan bu olgu ve bulgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, miras bırakanın yapmış olduğu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca, çekişme konusu 18 nolu bağımsız bölüm dışındaki taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi