15. Ceza Dairesi 2020/10479 E. , 2021/3765 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 62/1, 52, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanık ... ve hükümlü ... mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ... ve hükümlü ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşüldü;
Sanık ve hükümlünün üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ve hükümlünün katılandan oyun konsolu, ekran ve oyunlar kiraladıkları, aldıklarını kira süresinin sonunda iade etmeyen sanık ve hükümlü hakkında şikayette bulunulduğu, sanık ve hükümlünün kiralama yaptıklarını inkar ederek satın aldıklarını öne sürdükleri, alınanları iade etmeyerek uhdelerinde tuttukları iddia edilen somut olayda;
1-Hükümlü ... hakkında güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Develi Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/05/2015 tarih 2013/266 E. 2015/421 K. sayılı kararı ile sanıklar ... ve ...’nın güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine hükmedildiği, gerekçeli kararın 25.02.2016 tarihinde sanık ...’ya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak sanık ...’nın yasal süresi içerisinde kararı temyiz etmemesinden dolayı hakkında verilen hükmün kesinleştiği, sanık ...’ın ise yasal süresinde olan temyizi üzerine Dairemizin 13/03/2019 tarihli 2017/16818 E. 2019/2120 K. sayılı ilamı ile sanık ... ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesi yapılarak hükmün bu sanık açısından bozulmasına karar verildiği ancak bozmanın aynı suçu işleyen ve kararı süresinde temyiz etmeyerek hakkındaki hüküm kesinleşen hükümlü ..."ya sirayet ettirilmesinin, hükümlü ..."ya bozmadan sonra verilen 06/03/2020 tarihli hükmü temyiz hakkı vermeyeceği ve sirayet müessesesinin yasal sonucu gereği hükümlü ..."nın bu hükmü temyiz etme yetkisi bulunmadığından, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla, 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesi kapsamında yer alan “Basit güveni kötüye kullanma” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nın 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 30/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.