(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/35271 E. , 2020/4185 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı ... Belediyesinde 2011 -2014 tarihleri arasında çalıştığını, sendikalı olduğunu ve Belediye ile Hizmet -İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesinin var olduğunu, davacının toplu iş özleşmesinden kaynaklaran ücret farkları, sosyal yardım, ikramiye ve 6772 sayılı Kanun’dan kaynaklanan ilave tediye alacaklarının ödenmediğini, fazla mesai ve fazla sürelerle çalışma yaptığı halde karşılığını alamadığını, ayrıca sendikalı olmadan önceki döneme ilişkin ücret farkı alacağının da bulunduğunu belirterek, sosyal yardım alacağı, ücret farkı, akdi ikramiye ve ilave tediye alacağı, fazla sürelerlele çalışma ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yarıgılamada, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücretinin ödenip ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre işverence imzalı ücret bordrolarında işçilerin fazla çalışma ücreti talep etmesine engel olacak şekilde sembolik fazla çalışma tahakkukları yapılırsa bu aylar imzalı olsa bile fazla çalışma hesabından dışlanmaz ancak yapılan fazla çalışma ödemeleri tespit edilen fazla çalışma ücreti alacağından mahsup edilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı fazla mesai yaptığı hususunda tanık deliline dayanmış olup , mahkeme tarafından da tanık beyanlarına dayalı olarak yapılan hesaplamaya itibar ile davacının fazla mesai ve fazla sürelerle çalışma talebi hakkında hüküm tesis edilmiştir. Ne var ki dosya kapsamından davacı tanıklarının davalıya karşı açmış oldukları işe iade davaları olduğu anlaşıldığı gibi dosya içerisinde bulunan ve davacı ve bir kısım işçinin davalıya karşı düzenlediği alacak talepli ihtarnamede de davacı tanıklarının isminin ihtar eden olarak yer aldığı tespit edilmiştir. Bu durumda davacı tanıkları ile davacı arasında menfaat birlikteliği olduğu ve davacı tanıklarının davalaya karşı davalarının da bulunduğu anlaşıldığından başka bir delil ile desteklenmeyen salt husumetli tanık beyanlarına dayalı olarak yapılan hesaplamalara itibar edilerek fazla mesai ve fazla sürelerle çalışma alacaklarının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.