8. Hukuk Dairesi 2018/5628 E. , 2020/882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin dava konusu 65 ada 2 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalıların ikamet ettikleri binanın davacı kurumun taşınmazına taştığını belirterek, davalıların dava konusu taşınmaza yapmış oldukları haksız müdahalenin men"ine, taşkın kısmın kal"ine, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için 50,00 TL ecr-i misil bedelinin her yılın dönem başından işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 25/10/2011 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davasını 237,50 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar, murislerinin dava konusu binayı 1946 yılında inşa ettiğini, 1955 yılında ... Beldesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında binanın bir kısmının davalıların istemi dışında davacı idarenin tapusu içerisinde kalmış olabileceğini, ancak davacı kurumun bugüne kadar hiçbir ihtarda bulunmadığını, davalıların kötü niyetli olarak tecavüzlerinin olmadığını, böyle bir tecavüzün olduğu düşünülse bile krokide görüldüğü üzere taşkın yapının taşan yapının tamamlayıcı parçası niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, davalı ..., keşif sırasında taşan kısım olduğu tespit edilirse arsa değeri ile bina değeri arasında çok açık bir fark bulunduğundan taşan kısım için irtifak hakkı kurulmasını veya mümkün olduğu takdirde arazi parçasının mülkiyetinin davalılara devredilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilk hükümle, davacının ecrimisil talebinin kabulü ile; 50,00 YTL ecrimisil bedelinin dava tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davacının men-i müdahale talebinin kabulü ile; davalıların davacı kuruma ait 65 ada 2 parsele 15,20 m2 tecavüzü olduğundan tecavüzün men-i ile bu kısım üzerindeki inşaatın kal-i ne kadar verilmiş, hükmün, davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 1. Hukuk Dairesi 14.09.2009 tarihli ve 2009/7610 Esas, 2009/9150 Karar sayılı bozma ilamı ile, savunma yoluyla getirilen temliken tescil isteği yönünden Mahkemece bir değerlendirme yapılmamış olması nedeni ile kararın bozulmasına karar vermiştir. Mahkemece bozmadan sonra; davacının ecrimisil talebinin kabulü ile; 237,57 TL’nin dava tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan eşit olarak alınarak davacıya verilmesine, davalıların temliken tescil talebinin kabulü ile; davacı kuruma ait 65 ada 2 parsel sayılı taşınmazın “A” harfi ile gösterilen 15,20 m2’lik alanın tapu kaydının iptali ile, davalılar adına tesciline, tescile konu taşınmazın arza bedeli olan 1.140.00 TL"nin karar kesinleştiğinde davacı kuruma verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, bu defa davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, 1. Hukuk Dairesi 02.12.2013 tarihli ve 2013/10266 Esas, 2013/16996 Karar sayılı ilamı ile, davalıların kadastro tespitinden sonra çaplı taşınmaza tecavüz ederek taşkın bina yaptıklarından temliken tescil talebin en önemli koşulu olan iyi niyetli olmaları durumunun gerçekleştiği söylenemeyeceğinden, davacının mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken savunma yoluyla talep edilen temliken tescil isteğinin kabulü yönünden hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermiştir. Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilerek, davanın kabulü ile, davaya konu 65 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 30.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda A ile işaretli 15,20 m2"lik alana davalıların müdahalelerinin meni ile bu alandaki taşınmazın taşkın kısmının kal"ine yine 237,57 TL ecrimisil bedelinin dava tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Bir kısım davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 65 ada 2 parsel sayılı taşınmazın dava dışı aynı ada 167 parsel ve 3 parsel ile birlikte öncesinde bir bütün olduğu, kadastro tespiti sırasında ifraz edilerek 65 ada 1 (taksim ve ifrazla 167 parsel), 2 ve 3 parseller olarak davalıların murisi ... adına tespit edilerek çap kayıtlarının oluştuğu ve taşınmazın bir bütün vaziyette iken üzerinde bina bulunan 167 parseli üzerinde bırakarak 65 ada 2 parselin davacıya satıldığı ve 167 parsel üzerindeki binanın 65 ada 2 parsele taşkın olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK"nin 297/2. maddesine göre, mahkeme kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur.
Somut olayda, bozmadan sonra, Tapu Müdürlüğü tarafından Mahkemesine gönderilen yazı uyarınca, 65 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 217 ada 2 parsele taşındığı belirtilerek, 217 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının dosya arasına alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, eski parsel numarasına göre hüküm kurulması infazda tereddüte yol açacağından hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, HUMK"nin 440/III-1,2,3,4 bendi gereğince Yargıtay Daire ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.