Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13592
Karar No: 2015/12425
Karar Tarihi: 10.12.2015

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/13592 Esas 2015/12425 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/13592 E.  ,  2015/12425 K.
"İçtihat Metni"


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kozan 1. Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 15/07/2014
NUMARASI : 2013/6-2014/46
DAVACILAR : F.. Ş.. ve Ark.
DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi - Kızıldam K. TK - M.. Ş..


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ile Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Kızıldam köyü 106 ada 608, 101 ada 291, 102 ada 151, 106 ada 62, 248 ve 16 parsel sayılı sırasıyla 577,02 m2, 751,92 m2, 1474,59 m2, 2431,59 m2, 9268,13 m2 ve 1356,53 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle tespiti yapılmış Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/55 E. sayılı tescile ilişkin dava dosyasında davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesi açık bırakılarak kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Davacı H.. Ş...; Aladağ Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı dava ile; sınırlarını bildirdiği taşınmazların babaları A.."den miras kaldığını, mirasın taksim edilmediğini, ancak kardeşi M.. Ş.."in bu taşınmazları kendi tasarrufuna alarak kullandığını belirterek, davalının 12 yıl boyunca kullandığı bu taşınmazlardan elde ettiği geliri, faizi ile birlikte ecrimisil olarak talep ettiğini ve taşınmazların tüm mirasçılar adına kaydını talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında taşınmazların olduğu yerde arazi kadastrosu yapılmış ve dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeni ile görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların ortak muristen kaldığı ve tarım arazisi olduğu gerekçesiyle Abdülcelil Şahin mirasçıları adlarına tescile karar verilmiş, hükmün davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20/01/2009 tarih ve 2008/15087 E. – 2009/509 K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; çekişmeli taşınmazlar öncesi davalı olması nedeniyle maliki açık olarak kadastro mahkemesine aktarıldığına göre, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi hükmü uyarınca kadastro hâkiminin lüzum gördüğü tüm delilleri toplayarak taşınmazın kim ya da kimler adına tesciline karar verilmesi gerekli olup, çekişmeli taşınmazlardan bir kısmının sınırında orman bulunduğu, alınan orman bilirkişi raporlarının ise hükme yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Maliki açık olarak devredilen taşınmazların kişiler adına tesciline karar verilebilmesi için taşınmazların öncelikle orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, zilyetlik süre ve şartlarının oluşması gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; dava konusu 106 ada 248 ve 101 ada 291 parsel sayılı taşınmazların orman vasfı ile tesciline, 106 ada 16, 62, 608 ve 102 ada 151 parsel sayılı taşınmazların kök muris A.. Ş.. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından 106 ada 16, 62, 608 ve 102 ada 151 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, taşınmazlar orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 10/12/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi