Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1012 Esas 2016/1889 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1012
Karar No: 2016/1889
Karar Tarihi: 18.02.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1012 Esas 2016/1889 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/1012 E.  ,  2016/1889 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    2-...

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında 6183 SK uyarınca vergi borcu nedeniyle yürütülen takipte borca yeterli malvarlığına rastlanılamadığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını diğer davalı kardeşi 3.kişiye raicinin çok altında bir bedelle satarak devir ettiğini ileri sürerek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece dava konusu taşınmazın borcun doğum tarihinden sonra borçlu tarafından kardeşine raicinin çok altında satıldığı, satışın muvazaalı olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava 6183 sayılı kanuna dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK."nun 282. maddesine göre tasarrufun iptali davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır.
    Somut olayda, davadan önce 22.11.2011 tarihinde öldüğü anlaşılan borçlu ... mirasçıları ile 3. kişi ... arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Ancak borçlu ... mirasçılarının ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.03.2012 gün ve .... sayılı kararı ile mirası reddettikleri dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mecburi Hasım durumunda olan borçlunun mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle uyuşmazlığın medeni

    ...

    kanunun miras hükümleri (605-612.maddeleri) çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece, mahallin sulh hakimine durum bildirilerek mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinin sağlanması, anılan mahkemece borçlu için atanacak veya yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunması gerekir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itiraz kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.