Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6250
Karar No: 2012/3397
Karar Tarihi: 26.04.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6250 Esas 2012/3397 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/6250 E.  ,  2012/3397 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

    Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 7. Aile Mahkemesinden verilen 31.05.2011 gün ve 1252/767 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekilleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı-karşı davalı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen Keçiören Köşk Mahallesinde 30673 ada 3 parselde 5 numaralı ve Keçiören Uyanış Mahallesi 32968 ada 33 parselde 7 numaralı bağımsız bölümlerin davalı adına tescil edildiğini, ilk meskenin alımına vekil edeninin babasına ait taşınmazın satışından gelen 7000 TL"nin değerlendirilerek katıldığını, her iki taşınmazın kalan bedellerinin banka ve polis sandığından alınan kredilerle ödendiğini açıklayarak, 5 numaralı evin alımında kullanılan 7000 TL"nin rayiç değeri veya mevduat halinde değerlendirilmesi durumunda, getireceği faiz hesaplanarak aynen iadesine, bunun dışındaki kısımların ise, edinilmiş mal olması nedeniyle eşit bölüştürülmesine; ortak evde bulunan ev eşyaları bakımından da 6000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesi 14.11.2007 tarihli tevzi formu ve harç makbuzuna göre 100.000 TL değer gösterilmek suretiyle harçlandırılmıştır. Davacı vekili, yargılama aşamasında 26.11.2007 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava dilekçesinde açıklanan taleplerinin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak ve faiziyle davalıdan alınarak vekil edenine ödenmesini istemiştir.
    Davalı-karşı davacı ... vekili, alınan ilk eve davacının babasının katkısı olmadığını, evlilik birliği içinde müşterek mesken olarak kullanılan Köşk Mahallesindeki konutun vekil edeninin ailesinden alınan para ve banka kredisiyle satın alındığını, davalının babasının emniyet teşkilatından emekli olması nedeniyle aldığı ikramiyeyle kredi borcunun defaten kapatıldığını; Uyanış Mahallesindeki meskenin vekil edeninin ailesine ait olduğunu, davalının babasının emekli ikramiyesiyle davalı adına alınan meskenin kredi borcunun kapatılması nedeniyle, buna karşılık davalı üzerine konut kredisi çekildiğini ve kredi nedeniyle davalı adına tescil edildiğini, ev eşyalarınınsa eskimiş olmaları nedeniyle davacının da rızasıyla 3.kişilere verildiğini, evde bulunan mevcut eşyaların bedelinin fiili ayrılık sürecinde davalı tarafından ödendiğini açıklayarak davanın reddine; 20.000 TL manevi tazminat ile evlilik birliği içinde alınarak davacı-karşı davalı adına tescil edilen 06 RFR 93 plakalı aracın yarı bedeli 4000 TL"nin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Manevi tazminat isteğine ilişkin dava 19.04.2011 tarihli yargılama oturumunda tefrik edilmiştir.
    Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüyle 5 numaralı taşınmaz bakımından fazla hakları saklı tutularak 7000 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...’a verilmesine, ev eşyalarına ilişkin talebin kısmen kabulüyle 2225 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı ...’a ödenmesine, davalının ailesine ait bulunduğu gerekçesiyle davacının 7 numaralı taşınmaz bakımından talebinin reddine; karşı davanın kısmen kabulüyle araç nedeniyle 3425 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren faiziyle davacı-karşı davalı ...’tan alınarak davalı-karşı davacı ...’ya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 05.02.1998 tarihinde evlenmiş, 15.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 09.11.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği sona ermiştir. Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
    Dava konusu Keçiören Köşk Mahallesinde 30673 ada 3 parselde 50/586 arsa paylı 5 numaralı bağımsız bölüm 11.08.2004 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına tapuya kayıtlıdır. Keçiören Uyanış Mahallesinde 32968 ada 33 parselde 56/416 arsa paylı 7 numaralı bağımsız bölüm ise 02.08.2005 tarihinde satın alma suretiyle davalı ... Karataş adına tescil edilmiş iken, boşanma davasının açıldığı tarihten sonra-temyiz incelemesine konu davanın açıldığı tarihten önce satış suretiyle davalının annesi Şehri Öztoprak’a devredilmiştir.
    Davacı, yukarıda parsel numaraları yazılı taşınmazların evlilik birliği içinde edinildiğini, değer artış payı ve katılma alacağı bulunduğunu açıklayarak; davalı-karşı davacı ise aracın edinilmiş mal olduğunu ve katılma alacağı bulunduğunu belirterek alacak isteğinde bulunmuştur. Kural olarak, evlilik birliği içinde ve edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde eşlerden biri adına edinilen tüm mallar, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. (TMK.222/son) Davalı taraf, 32968 ada 33 parselde 7 numaralı meskenin kayden adına tescil edilmiş ise de, ailesine ait bulunduğunu ileri sürmüştür. Dosya kapsamına, kredi belgelerine ve tanık beyanlarına göre; davalının babası Şükrü Öztoprak emniyet teşkilatından emekli olarak 28.06.2005 tarihinde 22.808 TL ikramiye aldığına, davalı adına kayıtlı 5 numaralı bağımsız bölüm nedeniyle HSBC Bankasından alınan kredi borcu bakiyesi 13.048 TL 28.06.2005 tarihinde defaten ödenerek kapatıldığına ve üzerindeki ipotek kaldırıldığına, bilahare bir kısım bedeli yeniden davalı üzerine çekilen krediyle ödendiği anlaşılan 7 numaralı mesken 02.08.2005 tarihinde satın alındığına, halen 7 numaralı meskende davalının ailesi oturduğuna, evlilik birliği içinde tarafların müşterek meskeni olarak kullanılan-davalı adına kayıtlı taşınmazın alımında davalının ailesinin katkısı-bakiye kredi borcunun davalının babası tarafından ödenmesi ve davalının çalışması nedeniyle 7 numaralı meskenin alımı sırasında kredinin davalı adına çekildiği bildirildiğine ve hayatın olağan akışına uygun bulunan sürece göre; 7 numaralı meskenin edinilmiş mal olmadığı, davalının ailesine ait bulunduğu, karinenin aksinin kanıtlanmış olduğu belirlenmiş bulunmaktadır. Davacı-karşı davalı ... vekilinin buna ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiştir.
    Karşı davaya konu 06 RFR 93 plakalı araç ise 18.06.2004 tarihinde satın alma suretiyle davacı-karşı davalı adına tescil edilmiş, boşanma davasının açıldığı tarihten sonra 21.05.2007 tarihinde 3.kişiye satış suretiyle devredilmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde edinilerek davacı-karşı davalı adına kaydedilen aracın belirlenen değerinin yarısı oranında davalı-karşı davacı lehine katılma alacağına hükmedildiğine göre, hükmün buna ilişkin bölümünde de usul ve yasaya aykırı yön bulunmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin davaya konu 32968 ada 33 parsel 7 numaralı bağımsız bölüme ve karşı dava konusu 06 RFR 93 plakalı araca ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün buna ilişkin bölümlerinin ONANMASINA
    Taraf vekillerinin 30673 ada 3 parsel ve davalı-karşı davacı vekilinin ev eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; yukarıda da belirtildiği gibi 30673 ada 3 parselde 5 numaralı bağımsız bölüm 11.08.2004 tarihinde satın alma yoluyla davalı ... adına kayıtlıdır. Alım bedelinin bir kısmının HSBC Bankasından davalı adına çekilen krediyle ödendiği hususu sabit bulunmakta ise de, kalan kısmın ne şekilde karşılandığı anlaşmazlık konusudur. Davacı, babası Hüseyin Kabataş’a ait bulunan Yenimahalle Tapu Sicil Müdürlüğü 15960 ada 2 parselde kayıtlı kat irtifaklı meskenin 25.07.2002 tarihinde satışından gelen 7000 TL"nin değerlendirilmesi ve mensubu bulunduğu Polis Bakım ve Yardım Sandığından alınan kredilerle kalan satım bedelinin karşılandığı iddiasındadır. Davalı taraf ise evin alım bedelinin banka kredisi dışındaki bölümünün yakın aile bireylerinden alınan borçla ödendiğini savunmaktadır. Mahkemece, dava dilekçesinde katkısı 7000 TL olarak belirtildiği ve ıslah yapılmadığı gerekçesiyle fazla hakları saklı tutularak bu miktarın katılma alacağı olarak tahsiline karar verilmişse de, harçlandırılan değer gözönünde tutulmadığı gibi, dava konusu alacağın hesaplanması bakımından farklı görüş içeren bilirkişi raporlarından hangisinin benimsendiği, her iki raporunda benimsenmemiş olması halinde hükmolunan katılma alacağına ne şekilde ulaşıldığının belirtilmemiş olması da doğru değildir.
    TMK.nun 227. maddesinde değer artış payı alacağı “Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur…” şeklinde düzenlenmiştir. Davacının babasına ait taşınmazın satışından temin edildiğini öne sürdüğü 7000 TL"nin davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazın alımında kullanıldığına ilişkin iddia; ileri sürülüş şekline göre değer artış payı alacağına ilişkindir. Bu hususa ilişkin belge sunulmadığı gibi, davacı tarafından somut olarak da kanıtlanamamıştır. Ancak davacı taraf dava dilekçesinde iddiasını ispat bakımından, “yasal tüm deliller” demek suretiyle açıkça yemin deliline de dayanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesine göre, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine TMK.nun 6. maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacının değer artış payı alacağına ilişkin iddiasını ispat bakımından dava dilekçesiyle yemin deliline de dayandığı anlaşıldığına göre öncelikle davacı tarafın yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının 6100 sayılı HMK.nun 228 vd. (1086 sayılı HUMK.nun 337 ve devamı) maddeleri gereğince davet edilip yemin edeceğini bildirdiği taktirde yeminli beyanına başvurulması ve sonucuna göre değer artış payı alacağına ilişkin bir hüküm kurulması gerekir.
    Bundan başka, davalı adına kayıtlı 5 numaralı bağımsız bölümün çekilen kredi borcu ile değer artış payı alacağına ilişkin isteğin yemin deliliyle ispatlanması veya ispatlanamaması da gözönüne alınarak alım bedeliyle arasındaki farkın ne şekilde ödendiği hususunun tarafların toplanan iddia ve savunmalarına ilişkin deliller ve dosya kapsamı itibariyle değerlendirilmesi, alım bedelinin kalan kısmının tarafların çalışma karşılığı gelirleriyle ödendiğinin belirlenmesi halinde nizalı taşınmazın edinim tarihi itibariyle katılma alacağına konu olduğunun düşünülmesi ve dosyada mevcut bilirkişi raporlarının ulaşılan kanaate uygun olması halinde nazara alınması, aksi halde katılma alacağının belirlenmesi bakımından uzman bilirkişiden görüş alınması gerekir.
    Davacı vekili, 26.11.2007 tarihli ıslah dilekçesiyle fazla hakların saklı tutulmasını ve faize hükmedilmesini istemiştir. İstekler hususunda değer belirlemesinde bulunulmamıştır. Ancak temyiz dilekçesinde 2. ıslah mümkün olmayacağından yeniden değer bildirilmediği açıklanmıştır. Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde vekil edeninin babasının taşınmazının satılması sonucu 7000 TL ile evde kalan eşyalar için 6000 TL dışında herhangi bir değer bildirmemiş ise de, davanın açıldığı tarihte dava dilekçesine ekli harçlandırma ve tevzii formunda da görüleceği üzere davaya esas değer toplam 100.000 TL olarak gösterilmiştir ve bunun üzerinden tüm istekler bakımından harç alınmıştır. Dava dilekçesinde açıkça belirtilen 5 numaralı meskene ilişkin değer artış payı iddiası 7000 TL ile eşya alacağına ilişkin 6000 TL"lik talepler toplamı düşüldüğünde, harçlandırılan değerden kalan bakiye 87.000 TL"lik talebin katılma alacağı iddiasına ilişkin istek olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafından katılma alacağına konu edilen iki taşınmaz (32968 ada 33 parselde 7 numaralı bağımsız bölümün onandığı) için ayrı ayrı değer gösterilmediğine göre, her bir taşınmaz için katılma alacağına ilişkin istek (harçlandırılan bakiye değerin ½"si oranında) 43.500 TL olarak kabul edilmelidir. Bundan sonra mahkemece yapılacak iş, eklenecek değerlerden (TMKm.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden varsa mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmasıdır.
    Ev eşyaları bakımından ise; davacı evde kaldığını bildirdiği eşyaların listesini sunmuş, liste üzerinde yaptırılan değer tespiti ile belirlenen değerin yarısının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir. Davalı taraf, tarafların birlikte aldığı ev eşyalarının eskiyerek davacının rızası doğrultusunda ihtiyaç sahiplerine verildiğini, halen kullanmakta olduğu eşya bedellerini bizzat ayrılık sürecinde ödediğini savunmaktadır. Mahkemece uyuşmazlığa konu edilen eşyaların iddia ve savunma doğrultusunda alım tarihleri ve nitelikleri ile yıpranma durumları, parasal değer taşıyıp taşımadıkları, miadlarının dolup dolmadığı hususlarının sorulup belirlenmeden karar verilmiş olması doğru değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı ... vekili ile davalı-karşı davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 30673 ada 3 parselde 5 numaralı bağımsız bölüm ile ev eşyalarına ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 208,00 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 507,00 TL’nin istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine ve 178,75 TL peşin harcın istek halinde davalı-karşı davacıya iadesine 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi