4. Hukuk Dairesi 2010/2710 E. , 2011/1944 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 29/02/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayete dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazına gelince; asıl dava, haksız şikayet; karşı dava ise hakaret nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararların ödetilmesi istemlerine ilişkin olup yerel mahkemece; asıl davadaki istemin reddine, karşı davadaki istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa"nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dava konusu olayın oluşumu ve özellikleri ile iki kişi arasında geçen eylemde söylenen sözlerin niteliği ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davalı-karşı davacı yararına takdir edilen 3.000,00 TL manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nın 438/7. maddesi gereğince, davalı-karşı davacı yararına 1.000,00 TL manevi tazminat takdir olunmak suretiyle, kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının manevi tazminat takdirine ilişkin 2 nolu bendinde yer alan “...3000...” biçimindeki sayı dizisinin silinerek yerine “...1.000,00...” sayı dizisinin yazılmasına; harç alınmasına ilişkin 6 nolu bendinin silinerek yerine 6 nolu bent olarak “6-Karşılık davada kabul edilen tutar üzerinden alınması gereken 54,00 TL nispi karar harcı davacıdan alınan 202,50 TL peşin harç indirilerek fazla alınan 148,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve isteği durumunda davalı-karşılık davacıya geri verilmesine, 54,00 TL nispi karar harcının davacı-karşılık davalıdan alınıp davalı-karşı davacıya verilmesine,” biçimindeki tümcenin yazılmasına; yargılama giderine ilişkin 7 nolu bendinde yer alan “...37,52...” biçimindeki sayı dizisinin silinerek yerine “...12,50...” sayı dizisinin yazılmasına; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.