8. Hukuk Dairesi 2012/2050 E. , 2012/3393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... mirasçıları ... ve müşterekleri ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.12.2010 gün ve 805/890 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde, mevki ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 10000 m2 yüzölçümlü yerin vekil edenine ait olduğunu, 20 yılı aşkın bir süreden beri aralıksız çekişmesiz, malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulundurduğunu, kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakıldığını açıklayarak dava konusu yerin vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Köy Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, teknik bilirkişi ... tarafından düzenlenen 19.05.2010 tarihli rapor ve ekindeki krokide A harfi ile gösterilen 10288,38 m2 yüzölçümlü taşınmazın, miras bırakan davacı ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle krokide A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü bakımından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Teknik bilirkişi tarafından sunulan 19.05.2010 tarihli rapor ve krokiden de anlaşılacağı üzere, özel idare adına tapuda kayıtlı bulunan 804 ve 807 sayılı parselleri de içerisinde bırakacak şekilde hüküm kurulmuştur. Dava tescil davası olarak açılmıştır. Dosyanın geri çevrilmesi üzerine, getirtilen tapu kaydı ve ekindeki bilgi ve belgelere göre, 804 sayılı parsel yeni tescil gerekçesiyle 29.03.1990, 807 sayılı parselde aynı biçimde yeni tescil 29.03.1990 tarihinde Antalya İl Özel İdaresi adına tapuya bağlandıkları ve halen özel idare adına tapuda kayıtlı oldukları belirlenmiştir. Her iki parsel kabulüne karar verilen A harfi ile gösterilen taşınmaz içerisinde farklı yerlerde bulundukları ve anılan parsellere kullanım alanıyla giriş çıkış bırakılmayacak biçimde davanın kabulüne karar verildiği saptanmıştır. Antalya İl Özel İdaresi adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazların dava açılmadan çok önce tapuda kayıtlı yerler olduğu, tapu kayıtları, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle sabittir.
Kural olarak, üçüncü kişilere ait tapulu taşınmaz, tesciline karar verilen taşınmazın ortasında bırakılacak şekilde isteğin kabulüne karar verilemez. Teknik bilirkişinin 19.05.2010 tarihli raporundan da açıkça anlaşıldığı üzere, tesciline karar verilen taşınmaz bölümü tapulama harici taşlık ve çalılık niteliğiyle bırakılan bir yerdir. Taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Mahkemece, bu yön üzerinde gereği gibi durulmamış taşınmazın niteliği konusunda duraksama hasıl olmuştur. Bu nedenle, taşınmazın gerçek niteliğini belirlemeye en uygun yöntem hava fotoğraflarıdır. Davanın açıldığı 25.11.2009 tarihinden geriye doğru en az yirmi yıl öncesine ait (1975-1989 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulması, jeodezi ve fotoğrametri uzmanı mühendis aracılığıyla keşifte zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ya da taşınmazın hangi nitelikte bulunduğu konularında uzman bilirkişiden görüş istenmesi, hava fotoğraflarının stereoskopik alet ile üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması gerekir.
Bundan ayrı, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeni ile keşif yerinde dinlenmeleri, davacı ... ile mirasçılarının taşınmazın imar ve ihyasına hangi tarihte başladıkları, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, hangi biçimde emek ve para sarf ettikleri hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında aykırılık bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren dava tarihine kadar yirmi yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının hesaplanması, yapılacak tüm araştırma ve inceleme sonucu kabulüne karar verilen ve A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü içerisinde yer alan Antalya İl Özel İdaresine ait 804 ve 807 sayılı parseller ve çevresi kabulüne karar verilecek kısım dışında bırakılacak biçimde hüküm kurulması, bu parseller ve çevresinde kalan kısımlar bakımından isteğin reddine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.