5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/899 Karar No: 2020/11839 Karar Tarihi: 07.07.2020
Zincirleme olarak icbar suretiyle irtikap - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/899 Esas 2020/11839 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2016/899 E. , 2020/11839 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Zincirleme olarak icbar suretiyle irtikap HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: O yer Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin sanık lehine olduğu gözetilerek yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Suç tarihinde ... mahallesi muhtarı olan sanığın, katılan ..."dan tapu kayıtlarında babasının soyisim yanlışlığını düzeltmek için gerekli olan ilmuhaberi imzalama karşılığında 400 TL istediği, katılanın miktarı çok bulması üzerine 100 TL"ye razı olduğu, parayı alarak ilmuhaberi imzaladığı, iki gün sonra bu kez babasının doğum tarihi yanlışlığını düzeltmek için gereken ilmuhaberi imzalama karşılığında 100 TL istediği, katılan parayı vermeyince evrağı imzalamasına rağmen mühür basmaması şeklinde gerçekleştiği kabul edilen dava konusu olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 30/03/2010 tarihli ve 2009/5-167-2010/70 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, icbar suretiyle irtikap suçunda mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebirin belli bir şiddete ulaşmasının, ciddi olmasının ve mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmamasının gerektiği, mağdur ... tanıkların beyanları ile olayın oluş şekline göre somut olayda yasanın öngördüğü anlamda icbar boyutuna varan bir davranışın bulunmadığı, katılanın da paranın işlem karşılığı olarak verilmesi zorunlu bir ücret olmadığını bildiği, bu itibarla cebri irtikap suçunun yasal unsurunun oluşmadığı, sanığın sabit görülen eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sonraki düzenlemelere nazaran açıkça lehine olan TCK"nın 257/3. maddesinde düzenlenen zincirleme olarak görevinin gereklerine uygun davranmak için kamu görevlisinin çıkar sağlaması suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yanılgılı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanık müdafi ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 07/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.