10. Hukuk Dairesi 2016/1793 E. , 2016/7224 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, 18.02.2002 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirler ve diğer sosyal sigorta yardımları nedeniyle oluşan kurum zararının bakiye kısmının davalılardan rücuan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 18.02.2002 tarihli iş kazasında, sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. Maddesidir.
Kesinleşen ilk rücu davasıyla, davalı işverene ait işyerinde meydana gelen iş kazası sonucu, 11.07.2003 gelire girme tarihi itibarıyla, % 13 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalıya bağlanan gelir ve masraflar dava konusu yapılmış; Mahkemece, % 13 sürekli iş göremezlik derecesi üzerinden bağlanan gelirin ilk peşin değerli tutarının (% 90 oranında işveren kusuru dikkate alınmak suretiyle )tamamının tahsiline karar verilmiştir.
Asıl dava ile, Kurum; 18.02.2002 tarihli iş kazası sonucu sigortalının açtığı ve kesinleşen mahkeme kararı gereğince %44 oranında iş göremez hale geldiği anlaşılan sigortalıya bağlanan ve %44 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden bağlanan gelirlerden ilk rücudaki tutarların mahsubu ile kalan kısmın tahsilini istemiş mahkemece talep gibi karar verilmiş ise de verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Peşin değer, gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup, Kurum iş kazası ya da meslek hastalığı ile malullük sonucu sigortalılara ve bunların ölümü halinde hak sahiplerine yaptığı her türlü ödemelerle bağlamış bulunduğu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerini, zarara sebep olan işveren ya da üçüncü kişilere rücu etmektedir. Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi, Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Eldeki davada, mahkemece ilk peşin değerli gelirin belirlenme yöntemi ve %13 ile %44 arasındaki fark iş göremezlik derecelerinin nereden kaynaklandığı öncelikle davacı kurumdan sorulmalı, itiraz halinde bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle gelirler hesaplattırıldıktan sonra, davacı kurum alacağının belirlenmesi gereklidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca araştırma yapılarak hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."a iadesine, 02.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.