10. Hukuk Dairesi 2016/995 E. , 2016/7218 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra, ilamında belirtilen şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece verilen ilk karar, dairemizin 13.10.2014 günlü ve 2014/16609E.,2014/19407K. sayılı ilamıyla eldeki davanın Kurumca yapılan aylık kesme işleminin iptali ile kesildiği tarihten itibaren ölüm aylığının yeniden bağlanması amacıyla açıldığı, davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın “Eş ve çocuklara aylık bağlanması” başlığını taşıyan 68/I-C-a maddesinde belirtilen çalışamayacak durumda malul bulunan çocuklar bakımından cinsiyet ayrımı yapılmaksızın, belli yaş ve şartları taşıyan çocuklara; yine, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın ve yaş şartı aranmaksızın Sosyal Sigorta"ya, Emekli Sandıkları"na tabi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık alma durumu olmayan malûl çocuklara aylık bağlanabileceği, buna göre 5510 Sayılı Yasanın 34’üncü ve 95’inci maddeleri kapsamında prosedür işletilmek suretiyle ölüm aylığının bağlandığı ve yeniden kesildiği tarih itibariyle çalışamayacak durumda malul bulunup bulunmadığı hususunun yasa metnine uygun şekilde ve yasada öngörülen prosedür tamamlanarak belirlendikten sonra bir karar verilmek üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Eldeki davada bozma öncesinde mahkemece 5510 sayılı Yasa’nın 95’inci maddesi kapsamında ... rapor aldırılmış ise de, bu raporun yasa metninde belirtilen ibareyi karşılamadığı belirlendikten sonra, mahkemece bozma sonrasında ... yerine, ... aldırılan rapor ile ve aylığın bağlandığı 1998 yılı ile kesildiği 2005 yılı ve son olarak dosyadaki raporlara göre 2010 yılı arasında davacının çalışamayacak durumda malul bulunup bulunmadığı hususu net olarak belirlenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, ... Adli Tıp Kanunu’nun 15’inci maddesi gereğince bağlayıcı olacak şekilde açıklanan ilkeler çerçevesinde ve yeniden rapor aldırılmak gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 02.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.