12. Ceza Dairesi 2014/13257 E. , 2015/2697 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Hüküm : 1.252,58 TL maddi, 690 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili, davacı vekili ve mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre mahalli Cumhuriyet Savcısı, davalı vekili ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.01.2013 tarih, 2013/1259 esas, 2013/34 sayılı kararında da belirtildiği üzere; tazminat davalarında önemli olan husus, kesinleşen ve beraatle sonuçlanan ceza davasında tutuklu kalınmasına dayanılarak belirli bir miktarda tazminat istenmesi olup, tutuklu kalınan sürenin bir bölümüne yönelik olarak tazminat isteminde bulunulduğu açıkça belirtilmeyen ve tutuklu kalınan sürenin tamamına yönelik tazminat istemi iradesi ortaya konulan bir durumda, tutuklu kalınan sürenin gösterilmesi zorunlu olmadığı gibi sürenin hatalı olarak gösterilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Zira yerel mahkemece, tazminat istemenin şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılırken, tutuklu kalınan sürenin de kesin olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Davaya konu olay açısından baktığımızda da, davacının talebinin tutuklu kalınan sürenin bir bölümüne hasredilmediği ve sürenin tamamına yönelik olarak tazminat istemi iradesinin ortaya konulduğunun açıkça anlaşılması karşısında, davacının 28.01.2013 – 10.05.2013 tarihleri arasında tutuklu kaldığı 102 gün için bu dönemde geçerli olan net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplanacak maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, dava dilekçesinde hatalı olarak belirtilen tutuklama ve tahliye tarihlerinin esas alınması ve taleple bağlılık gerekçesiyle 28.03.2013 – 10.05.2013 tarihleri arasına ilişkin olarak 46 gün için eksik maddi tazminata hükmedilmesi,
2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacının tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp eksik tayini,
3- Yasal faizin tutuklama tarihinden itibaren talep edilmesi karşısında kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,
4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili, davacı vekili ve mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.